İlk olarak Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve kısa sürede tüm dünyaya yayılan ve Dünya Sağlık Örgütünce pandemi olarak kabul edilen yeni tip Coronavirus (Covid-19) yüz binlerce insanın ölümüne sebep olmasının yanında her açıdan  birçok değişim ve karışıklığa neden oldu ve maalesef devam ediyor.

Vîrus birinci yılını kutluyor. Bu virüsün bir laboratuvar ortamında yapılması, aşısının önceden hazır olduğu, ticari amaçla saklandığı gibi komplo teorileri bir yanda dursun (bu konuda ciddi şüpheler var) bizim asıl düşünmemiz gereken bu virüsle yaşamaya nasıl devam edeceğiz.

Virüsün ilk çıktığı günleri hatırlayalım. Çin'den gelen ölüm haberleri ülke olarak bizi tedirgin etse de, çok ta umursamadık. Nasıl olsa bir yolu bulunur. Çin'den çıkmadan biter. Ama 3 ay gibi kısa bir sürede tüm dünyaya yayıldı tüm tedbirlere rağmen. Ülkemizde ise mart ayı itibariyle ölümler ve beraberinde yasaklar başladı.
Tabi o zaman günde 3-5 ölüm haberi gelince eyvah… eyvah! diyorduk. Ve malesef bugün ölümler yüzler ile ifade ediliyor ve biz alıştık galiba virüsle yaşamaya ve ölümlere. Ve bazılarının ifadesiyle 'ölümü bu kadar yakından hissetmemiştik.'

Tabi bu süreçte enteresan ve bir o kadar da inanılmaz şeylere şahit olduk. En ilginç ve dramatik olanını hemen belirteyim: Batmanlı bir ağabeyimiz şahit olduğu bir durumu aktardı. Dedi ki: Batman’ın merkezi çarşısında çayhane işleten mekân sahibi şöyle demiş: Ya hu… çayhanemize gelen 15 -20 yaşlı amcamız vardı. Hoş sohbet oldukları için yanlarına gelen gidenleri çok olurdu. Tabi çay da içerlerdi. Her gün en az 20 liralık çay içerlerdi. Bu corona başladığından beri gelmez oldular. İşittik ki bu amcaların çoğu Corona’dan vefat etmişler, kalanlarda yasak olduğu için gelemiyorlar. Gerçekten çok dramatik bir durum. Ve bu sadece bir çayhane de olanlar. Ya diğerleri. Büyük kayıplar veriyoruz. Rabbim tüm vefat edenlere rahmet eylesin. Tedavi olanlara şifalar versin.

Devam ediyoruz… Virüsü Kürtleri yok etmek için Erdoğan çıkardı inanmayın anonsu yapan bir zihniyet. Maske ve diğer temizlik ürünlerinin  işportaya düşmesi. Devletin  maske satışına yasak koyması. Camilerin uzun bir süre ibadete kapatılması.  Nice değerli insanımızın Corona’dan hayatını kaybetmesi. Uzun süre kapalı kalan kimi esnafın iflas etmesi ya da borç batağına girmesi. Eğitim öğretimin sekteye uğraması. Bu örnekler çokça çoğaltılabilir. Yani bu virüsten tüm toplum maddi ve manevi olarak etkilendi ve etkilenmeye devam ediyor.
Bu süreçte olumlu bazı durumlar da ortaya çıktı. Yani ibret alınması ve kıymetinin bilinmesi gereken davranış ve durumların özlemini çeker olduk. İmandan olan temizliğin önemini kavramış olduk. Hasretle kucaklaşmayı, eskisi gibi bir araya gelmeyi ve misafirliklere gitmeyi özledik. Tabi bu virüsü umursamayıp önceden olduğu hayatına devam edip virüsün bulaşmasını artıranların sayısı bir hayli fazla ve maalesef virüs ikinci defa pik durumuna geçti. Dolayısıyla yasaklar yeniden geldi. Evde kalmak zorunlu hale geldi.

Virüs aşısının aralık ayı içerisinde virüsü kapma riski üst seviyede olan başta sağlık çalışanları,65 yaş ve üstü gruplara uygulanacağı açıklandı. Bu süreç aşının etkisi neticesinde tüm bireylere uygulanması ifade edildi. Tabi aşı ve ilaçlar konusunda vatandaşın kafası bir hayli karışık. İlaç kullanmak istemeyip evde hastalığı geçirmek isteyenler çok. Nitekim çoğumuz bu hastalığı kaptı ve atlatıyor.

Evet, durumumuz bundan ibaret. Ama şunu unutmayalım ki, her şey Allah’ın (Celle Celalühü) emri ile vuku bulmaktadır. Bir yaprak bile O’nun izni olmadan düşmez. Şimdi olduğu gibi geçmişte de insanlığın başına nice bela ve musibetler gelmiştir. Kimisi günahları, Allah’a ve peygamberlerine isyanları nedeniyle apaçık felaketlerle helak edilmişlerdir. Allah hüküm verdiğinde zerre kadar bir virüsle de kullarını imtihan ve terbiye eder. Rabbimize iman etmişler ve teslim olanlar (Müslüman) olarak bize düşen bu imtihan sürecinden gerekli dersleri almaktır. Rabbim bir an önce bu hastalığı aramızdan kaldırsın. Vefat edenlere Allah’tan rahmet, tedavi olanlara şifalar diliyorum. Coronasız günlere kavuşma dileğiyle...