KORONAVİRÜS SALGININDA KORKU VE BELİRSİZLİKLE BAŞA ÇIKMA

Korkutucu bir zaman dilimi içerisindeyiz. Ülkemiz ve tüm dünya bir salgının tam ortasında. Bazılarımız zaten koronavirüsten etkilenmiş bölgelerdeyiz. Diğerleri de bize ulaşır mı diye düşünerek etkileniyor ve hepimiz manşetleri izliyor “Bundan sonra ne olacak?” diye merak ediyoruz. Birçok insan için, koronavirüsü çevreleyen belirsizlik en zor şeydir. Tam olarak nasıl etkileneceğimizi veya işlerin ne kadar kötü olabileceğini bilmiyoruz. Bu durum, felaketleşmeyi, dehşet ve paniğe dönüştürmeyi çok kolaylaştırıyor. Ancak endişenizi ve korkularınızı yönetmek için yapabileceğiniz birçok şey var. Bu kriz karşısında bile…

      Haberdar olun, ancak haberleri takıntılı bir şekilde kontrol etmeyin. Özellikle toplumumuz da olup bitenler hakkında bilgi sahibi olmak hayati önem taşır; ancak etrafta dolaşan birçok yanlış bilginin yanı sıra sadece korkuyla beslenen sansasyonel bilgi kirliliği yaratan haberlerde yok değil. Okuduğunuz ve izlediğiniz şeylerin doğruluğunu araştırmak önemlidir.

      Dünya Sağlık Örgütü(WHO) ve Sağlık Bakanlığı gibi güvenilir kaynaklara bağlı kalın. Özellikle facebook, instagram gibi sosyal paylaşım sitelerinde yer alan, kaynak gösterilmeden yapılan haberlere itibar etmeyiniz.

      Güncellemeleri ne sıklıkta kontrol edeceğinizi sınırlayın. Haberlerin ve sosyal medya beslemelerinin sürekli izlenmesi, tedirginliğe yol açabilir. Bunu da hiçbirimiz istemeyiz özellikle sağlığımıza çok dikkat etmek zorunda olduğumuz şu günlerde. Sınır herkes için farklıdır, günün hangi saatlerinde haberleri kontrol edeceğinizi belirleyin ve sürekli sayfalarınızı yenileyerek takip etmekten vazgeçin.

        Bunalmış hissetmeye başlarsanız sosyal medyadan uzaklaşın. Anksiyete(endişe)  devam ediyorsa, medya tüketiminizi belirli bir zaman aralığı ve günün saatiyle sınırlandırmayı düşünün (örneğin her akşam saat 18'de otuz dakika)

        Bilgileri aktarmadan önce doğrulamak için elinizden geleni yapın. Yanlış söylentileri yaymamak ve gereksiz panik yaratmamak hepimizin üzerine düşen bir görev. Tıpkı zorunlu olmadıkça evden çıkmamak gibi.

Peki korunmak için neler yapabilirim? Çokça okuyup duyduğumuz bilgiler olsa da ben kesinlikle uyulması gerektiği için hatırlatmakta fayda görüyorum.

       Ellerinizi sık sık (en az 20 saniye) sabun ve su veya en az % 60 alkol içeren bir el dezenfektanı ile yıkayın. Yüzünüze dokunmaktan kaçının (özellikle gözleriniz, burnunuz ve ağzınız).

       Hasta hissetmeseniz bile mümkün olduğunca evde kalmak.

       Kalabalıktan ve 10 ya da daha fazla kişilik toplantılardan kaçınmak.

       Dışarıdayken kendiniz ve diğerleri arasında 6 fit-(1metre) mesafe bırakın.

       Bağışıklık sisteminizi desteklemeye yardımcı olan bol miktarda uyku.

      Sağlık otoritelerinin tüm tavsiyelerine uymak.

Neler yapabileceğinizi planlayın

Alışık olduğumuz tempolu hayattan tek başımıza evde kaldığımız ve boşlukta hisettiğimiz şu günlere geçiş yaptığımızdan dolayı uğraşlarımızın azalmasından doğan boşluk hissi ile yaşanabilecek senaryoları daha çok olumsuz olanları zihnimizde canlandırarak endişelenmeniz doğaldır. Bu olasılıkları düşünmek korkutucu olsa da, proaktif olmak endişenin en azından bir kısmını hafifletmeye yardımcı olabilir. Koronavirüsün hayatınızı nasıl bozabileceğiyle ilgili endişelerinizi yazın. Eğer bunalmış hissetmeye başlarsanız, bir ara verin. Aklınıza gelebilecek tüm olası çözümlerin bir listesini yapın .“Mükemmel” seçeneklere fazla takılmamaya çalışın. Aklınıza gelebilecek her kontrolünüz dışındaki koşullar yerine, çözebileceğiniz veya değiştirebileceğiniz somut şeylere odaklanın. Seçeneklerinizi değerlendirdikten sonra bir eylem planı hazırlayın. İşiniz bittiğinde, kenara koyun ve ihtiyacınız olana veya koşullarınız önemli ölçüde değişene kadar ona geri dönme dürtüsüne direnin.

       Sosyal uzaklığın kendi riskleri vardır. Yalnızlık; kaygı ve depresyonu şiddetlendirebilir ve hatta fiziksel sağlığımızı bile etkileyebilir. Bu yüzden elimizden gelen en iyi şekilde bağlantıda kalmak ve ihtiyaç duyduğumuzda, bizzat sosyalleşmeyi kesmiş olsak bile desteğe ulaşmak önemlidir. Arkadaşlarınız ve ailenizle iletişimde kalmayı bir öncelik haline getirin. Depresyonda veya endişeli olduğunuzda çekilme eğilimindeyseniz, bu eğilime karşı koymak için normal telefon, whatsap veya Skype ile iletişiminizi devam ettirmeyi sürdürün. Şahsen ziyaretler sınırlı olsa da, mümkünse görüntülü sohbeti tercih edin. Yüz yüze temas, zihinsel sağlığınız için bir “vitamin” gibidir, depresyon riskinizi azaltır ve stres ve kaygıyı hafifletmeye yardımcı olur. Her konuşmada coronavirüsün baskın olmasına izin vermeyin. Gülmek, hikayeler paylaşmak ve hayatımızda olan diğer şeylere odaklanmak için pandemi hakkında stresli düşüncelere ara vermek önemlidir. Hepimizin daha önceleri boş bir vaktinde izlemeyi planladığı dizi ya da filmler vardır ya da bir türlü başlamaya fırsatı olmadığı bir kitap vs. şimdi tam sırası hemen bunların bir listesini yapın ve başlayın.

       Bir başka değinmek istediğim şeyde hassas olan bu süreçte birbirimize karşı daha yardımsever, daha kibar, çok daha anlayışlı olmayı lütfen unutmayalım. Yaşlılarımıza saygıda kusur etmeden onların ölüm korkusunu daha fazla hissettiklerini unutmadan hep birlikte bu süreci atlatalım.

Hak şerleri hayreyler,
Zannetme ki gayreyler
Ârif ânı seyreyler
Mevlâ görelim n’eyler
N’eylerse güzel eyler.

(ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HAZRETLERİ)

Güzel Günler Göreceğiz, Güneşli Günler Motorları Maviliklere Süreceğiz …