Zeynep İncesu, Midyat Gündem Com adına Seni Hiçbir Zaman Unutmayacağım kitabının yazarı İrem Barış ile yaptığı röportaj yankı buldu.

Sizin gibi değerli ve genç bir yazar ile söyleşi yapma şansını verdiğiniz için öncelikle teşekkür ederek başlamak istiyorum.

 

Röportaj: Av.Zeynep İncesu

Aşkı ve kanı buluşturan, gizemli bir roman olan Seni Hiçbir Zaman Unutmayacağım geçtiğimiz Haziran ayında Ataç Yayınlarından yayımlandı. Çıkmasını heyecanla beklediğimiz ve çıkar çıkmaz da okuduğumuz bu kitap hakkında yazar İrem Barış ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Şimdi benim de merak ettiğim sorularla beraber ilk romanını çıkaran çocukluk arkadaşım İrem’i tanıyalım.

Öncelikle bize kendinden biraz bahseder misin?

1995 yılında İstanbul’da doğdum. Sonra hayat bir şekilde beni Mersin’e sürükledi. İlkokulu ve liseyi burada bitirdim. Sonrasında Ege Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümünden mezun oldum. Hayatın beni bir şekilde başka yerlere sürüklemesini seviyorum. Çünkü neyin ne zaman yazmak için ilham kaynağı olacağını bilemeyiz.

Yazmaya nasıl ve ne zaman başladın? Seni roman yazmaya iten şeyler neydi?

Küçüklüğümden beri bir şeyler yazıp dururdum. Hatta ilk defa 7. sınıfta sihirli, fantastik bir şeyler yazmıştım. Bölüm bölüm yazıp sonra bütün arkadaşlarımı toplayıp zorla okutuyordum.  Ve sanırım sana da zorla okutmuştum Zeynep.  Bu çıkan kitabımın hikayesi de lise yıllarından beri kafamda dönüyordu ama bir türlü kendimi verip düzenli bir şekilde yazamamıştım. Aklıma birden bire bir hikaye düşüyor ve çıkmıyor. Kafamda evrilip duruyor ve beni de heyecanlandırmaya başlıyor. Böyle bir heyecanı sanırım içimde tutamam, bu beni öldürür.  Bu heyecan da aklımda olanları kağıda dökmemi sağlıyor. Sanırım beni roman yazmaya iten şey de bu içimde yaşadığım heyecandı ve tabi aynı zamanda içimde yaşadığım korku, üzüntü, her şey. İçimde yaşadığım tüm duygular ve onları içimde tutamamamdı.

Kitaba başladığın andan itibaren sonunu biliyor muydun?

Evet, büyük sonu hep biliyordum. Hikaye aklımda ilk belirir belirmez sonuyla belirmişti zaten. Ama yazmaya başladıkça sonuca giden yollar değişiyor tabi. Sonuca giden bir sürü yol hayal edin, işte yazmaya devam ettikçe o yollar durmadan değişiyor. Hatta yeni, aklına o an gelen bir yol bile eklediğin oluyor ama kafamdaki sonuç hep aynıydı.

Kitabı ne kadar sürede tamamladın? Kitaba başlarken kafanda ilk önce ne belirdi?

Hep yazıyordum, liseden beri fakat durmadan evrildi ve baştan başladım. Sonuç olarak çıkan hikayeyi de iki senedir yazıyorum. Kafamda beliren ilk şey de anne ve babasını kaybeden bir genç kadındı. Bir karakterdi. Yani Iona’ydı.

Peki, karakterlerini nasıl oluşturdun? Ben yerinde olsaydım böyle yapardım dediğin karakterler oluyor mu?

Pat diye birden aklımda beliriyorlar desem.  Sonra onlarla tanışıyorum. Bu kısım gerçekten çok zorlu ama keyifli bir süreç. Bunun dışında gerçek hayatta çok sinirlendirdiğim ve bir şey yapamadığım sonra kitaba baştan başlayıp onu hikayeye ekleyip sonra da öldürdüğüm karakterler de oldu. Bu bana terapi gibi geliyor. Sonuçta kalem benim elimde! Ona istediğimi yapabiliyorum, cevap verebiliyorum ve rahatlıyorum. Ve tabi ki, ben yerinde olsaydım farklı davranırdım dediğim karakterler oluyor. Çünkü zaten hepsi benden bağımsız karakterler. Duyguları farklı, düşünceleri farklı… Evet bana benzeyen yönleri var tabi ki ama hepsi benden bağımsız.

Kitabındaki karakterlerinin senden izler taşıdığını düşünüyor musun? Eğer böyle düşünüyorsan bu kitabını okuyanlara karşı seni nasıl hissettiriyor?

Evet, kesinlikle benden izler taşıyorlar ama az önce de dediğim gibi hepsi benden bağımsız hareket ediyor. Evet bir hikaye yazıyorsun ama bu hikayede sadece bir olay yok. Yazdığın şey aslında senin bütün duygularını taşıyor. Sevinçlerini, hüzünlerini, korkularını, en mutlu anlarını, hayal kırıklığına uğradığın şeyleri, her şeyi taşıyor yazdıkların. Dolaylı da olsa hepsi senin içinden çıkan şeyler. Okuyan kişilere karşı da etrafıma ördüğüm duvarları kaldırmış gibi hissediyorum.

Kitabın ismini görünce lisedeyken okunan aşk romanlarından sandım. Oysa ki hiç öyle değil. Kitabın adını neden Seni Hiçbir Zaman Unutmayacağım seçtin?

Aslında kitabımın ismi sonuna kadar belli değildi. Ve kitabı yazarken de durmadan düşünüp duruyordum. Hatta bir ara kitabıma hiçbir zaman isim bulamayacağımı bile düşündüm.  Kitabın son sayfalarını yazarken pat diye aklıma düştü ve gerçekten içime sinerek ismini koydum. Siz de kitabın son sayfalarına geldiğinizde neden bu ismi koyduğumu anlayacaksınız.

Kitap çıktıktan sonra başına gelen unutamadığın bir anın var mı?

Evet! Bu soruyu cevaplamadan önce kitabımın kapağına bir kez daha bakmanızı rica ediyorum. Seni Hiçbir Zaman Unutmayacağım. Altında da adım yazıyor. İrem Barış. Bir gün bir arkadaşım kitabımın kapağını sosyal medyada paylaştı ve arkadaşıma gelen yorumu size direkt aktarıyorum: İrem’e bir şey mi oldu? (!) Beni öldüm sanmışlar. Kitabım çıkmış, çok mutluyum ama beni öldü sananlar var.  Bayağı gülmüştük. Hatta bu yorum sadece bir kişiden gelmedi. Farklı farklı kişilerden de geldi

Kitabını nasıl temin edebiliriz?

İnternette pek çok kitapçıdan temin edebilirsiniz. Kitapyurdu, d&r, bkm gibi birçok internet sitesinden temin edebilirsiniz.

Son olarak okuyucularına söylemek istediğin bir şey var mı?

Okuyucularımın ilk romanıma olan ilgileri beni çok mutlu etti. Bu tarif edilemez bir mutluluk! Ve bu kitabı elinde tutan herkese söylüyorum: Ben bu kitabı tüm duygularımla yazdım ve sizin de heyecanla, aşkla, nefretle, hüzünle… İçinizde barındırdığınız tüm duygularınızla okuyabilmenizi diliyorum. Ama en çokta heyecanla. Ve yorumlarınızı çok büyük bir heyecanla bekliyor olacağım. Sosyal medya üzerinden bana ulaşabilirsiniz. Instagram hesabım: iremmbaris

Kitap özeti: Iona, üniversitede edebiyat bölümünde okuyan ve sıradan bir hayatı olan genç bir kadındır. Bir gün anne ve babasının cinayete kurban gitmesiyle hayatı yerle bir olur, kendisini bambaşka olaylar silsilesi içinde bulur ve kendisini katili bulmaya odaklar. Tam bunları yaşarken tesadüf eseri bir defter bulmasıyla gizemli bir hikayenin içine düşer. Artık Iona cinayetlerin, gizemlerin ve büyük bir aşkın içindedir.