Azar Azar Oldu

Veysi ERKEN

Merhum Arif Nihat Asya bizin ahvali perişanlığımızı kısa ve öz özetlemiş. Hangi mecliste, sınıfta, mekânda veya yerde sohbet edersek edelim günümüzün dünden daha kötü, içtimai hayatımızın daha rezil olduğunu konuşuruz, gündeme getiririz ve yakınırız.

İşte merhum Arif Nihat bu rezilliğin oluşumunu özetler ve

“Bize bir nazar oldu Cumamız Pazar oldu


Ne olduysa hep bize azar, azar oldu” der.

Tabii ki, Cuma’nın Pazar oluşu kötüye yönelik bir değişimin ve dönüşümün belirtisidir.

Değişen sadece Cuma değil, cumanın temsil ettiği hayat ilkeleridir. Kutladığımız günlerden giyinişimize, konuşmalarımızdan, tıraşımıza, aile içi ilişkilerimizden toplumsal ilişkilerimize, ticaretimizden, dış ilişkilerimize kadar her alanı inceleyelim, karşımıza hep gayrı İslami ilişkiler ağı ve bu ağın dayandığı ilkeler ortaya çıkar. Dumura uğratılan İslami yaşayıştır.

Kısaca İslam yerine bir din inşa edilmiş ve insanımız ihdas edilmiş dine inanmaya zorlanmış ve hala zorlanmaktadır.

Bunun son örnekleri “toplumsal cinsiyet eşitliği”, “yoga” gibi eğitim alanına sürülen sapkınlıklar ve toplumun temel yapısını oluşturan ailenin tahribatını yüzlerce kat arttıran İstanbul sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun.

Bütün bu kötülükler hep azar azar oldu ve olmaya devam ediyor. Hatırlayanlar bilir.

Yıllar önce “iffet” kavramını televizyonlarda ve medyanın her alanında tartışmaya açarak okullarımızda ve hayatımızın her alanında iffetsizliği yaygınlaştırmayı başardılar.

Hâlbuki cenabı Allah bizi bu fasıklara karşı uyarıyor. Dün olduğu gibi bu gün de bu uyarı geçerliğini devam ettiriyor ve ettirecek. İşte o uyarı: “Size yemin ediyorlar ki kendilerinden razı olasınız. Siz onlardan razı olsanız bile Allah, fâsık topluluktan razı olmaz.” (Tevbe, 96)

Peki, bu uyarıyı dikkate alıyor mu sayın yöneticiler. Elbette ki, hayır.

Bilakis uyarıyı dikkate almadıkları gibi gayrı İslami unsurların dediklerini yapıyorlar. Bahaneleri de hazır. Avrupa Birliği normları.

Beyler uyanın sizlerde biraz İslami hassasiyet varsa, biliniz ki, Avrupa Birliği normları bizi batıracak, ahlakımızı tamamen çökertecek.

Aileyi ortadan kaldıran bir uygulamaya örnek:

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/fransa-anne-ve-baba-terimlerini-ebeveyn-1-ve-ebeveyn-2-olarak-degistirecek-41119116

Temennimiz, akıbetimizin sodom gomor gibi olmamasıdır.

Hâsılı kelam bu bozulmada herkesin rolü var desek abartmış olmayız. Özellikle ilim adamı, parti başkanı, sivil toplum kuruluşu yöneticisi ve mensubu dediklerimizin hepsinin payı var. Bu unsurlar Siyonist haçlı zihniyetinin İslami hayatla ilgili uydurduklarını yaymakla meşgullar adeta.

Medyaya gelince,medyanın rolünü çok net bir şekilde izah eden Japon Bilim Adamının tespitiyle yazımı bitireyim.

“Japon Bilim Adamı Kaiyo Yasuo: Türkler çok garip bir millet 3 yıldır Türk Kültürünü inceliyorum. Bir şey çok korkunç, diğeri çok garip. Korkunç olan; Batı, bir ülkeyi savaşmadan yok ediyor. Ülkede 3-5 dizi hariç hepsi Türk Din ve geleneğine ters. Garip olan ise, herkes bunu biliyor ama yine de izliyor. Anne-Baba ise çocuğu ile izliyor. Hayret.”

Anlamak isteyen etkili, yetkili, duyarlı ve İslam’ı yaşamaya çalışan herkese.

Selam ve Sabırla…