Müftü Nikahı…

Dr. Mehmet Zeki UYANIK

Meclis’e sunulan kanun tasarısı ile Nüfus Hizmetleri Kanun’undaki  “evlendirme yetkisi bulunan görevliler” arasına müftüler de ekleniyor. Mevcut düzenlemede belediye başkanları veya yetki verdiği kişilerle dış temsilcilikler nikâh kıyabiliyor. Şimdi buna ilave olarak il ve ilçe müftülerine de nikâh kıyma yetkisi veriliyor. Bu tasarı kanunlaşırsa isteyen Belediye memuruna, isteyen müftüye gidip nikahını kıydıracak.

Bu mesele yıllardır tartışılan konulardan biridir. Sanırım hükümet hem bu tartışmayı bitirme adına hem de inanç hassasiyeti taşıyan insanların isteğini dikkate alma adına müftülere de bu görevi vermek istemektedir.

Tasarı gündeme geldiğini günden beri de Türkiye bu konuyu tartışıyor. Müftülere bu yetki verilsin mi verilmesin mi?

Bu soruya vereceğimiz cevap şudur ki: Her bir dini vecibenin kuralı olduğu gibi nikah akdi ile ilgili de söz konusudur. Kurallar yerine getirilmediğinde vecibe yerine getirilmemiş kabul edildiği gibi aynı şekilde nikâhın kurallarına riayet edilmediğinde de kimi zaman akit gerçekleşmez, bazen de sakat olarak gerçekleşir. Dahası dinin koyduğu kurallara uyulmadığında kişinin günaha düşmesi söz konusu olacağından ve ahirette de bir cezası bulunduğundan inanç hassasiyeti taşıyanlar nikâhlarını dinin koyduğu kurallara uygun olarak yapılmasını istemektedirler. 

Bundan dolayı şuan yasalar açısından resmi nikâh geçerli ancak insanımız resmi nikahla birlikte dini nikah da kıydırmaktadır. Bu da bir ikileme sebep olmaktadır. Zira hem resmi hem dini nikah kıydırıyoruz. Eğer tasarı yasalaşırsa müftü nikahı, İslam hukukuna uygun olduğundan vatandaş bu ikilemden kurtulmuş olacak. Ancak tasarıya destek verenler olduğu gibi karşı çıkanlarda vardır.

Müftüye nikah kıyma yetkisine karşı çıkanların itirazlarından birisi bu yetkinin “çocuk evliliklerini” artıracağı endişesidir. Belki haklı bir endişe gibi görünüyor fakat böyle düşünenler şunu gözden kaçırıyorlar. Müftünün kıyacağı nikâh, mevcut medeni kanununa göre olacaktır. Belediye memuru, yaş ve diğer şartlar anlamında hangi kanunlara göre nikahı kıyıyorsa müftü de aynı kanun ve şartlara göre kıyacaktır.

Kaldı ki müftüye nikah kıyma yetkisi vermek resmi evlilikleri artırır. Kadın resmi olarak da daha fazla güvence altına alınmış olur. Günümüzde resmi nikah olmadan dini nikah kıymak yasaktır. Müftüler, imamlar resmi nikah olmadan dini nikah kıymıyor ama resmi görevi olmayan bazı kişiler kanunen yasak olmasına rağmen kıyabilmektedir. Bazen sadece dini nikah ile evlenen kadın, resmi nikahı olmadığından mağduriyet yaşayabilmektedir. Bu mağduriyeti de giderme adına müftülere bu yetkiye vermek yerinde bir karar olur. Zira bu nikah hem resmi hem dini olmuş olacak. Kaldı ki nikahın dinisi gayr-i dinisi yoktur nikah nikahtır.

Ayrıca nikahı kıyan memur da yetki verilse müftü de devlet görevlisidir. İsteyen belediye memuruna isteyen müftüye nikahını kıydırabilecektir. Seçim hakkı olacak ama zorlama olmayacaktır.

Madem her ikisi de devlet görevlisi ve aralarında bir fark yok neden müftüye de bu görev veriliyor denilebilir.

 Unutulmasın ki nikah bir akit olduğu gibi aynı zamanda dini yönü olan bir sözleşmedir. Nikah, dini yönü olan bir sözleşme olduğundan işin ehli olan kişilere yani müftü ve hocalara vermek veya onlara da bu görevi tevdi etmek daha münasip ve dinen uygun olur. Nitekim laik Hristiyan Avrupa ülkelerinde nikah kilisede papazlar tarafından kıyılmaktadır.

Laik Hristiyan Avrupa’da nikah kilisede papazlar tarafından kıyılabiliyorsa bir İslam ülkesi olan Türkiye’de Müslüman bir kişinin nikahı neden müftü tarafından kıyılamasın?

Konu laiklik ise Avrupa da laik. Kaldı ki devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün eşi Latife hanımla olan nikahını da dönemin İzmir Müftüsü Rahmetullah Efendi kıymıştır.

Müftü nikahı konusunu iki teklif ile bitiriyorum:

1- Yıkılan yuva ve aileleri kurtarma, her geçen gün artan boşanma oranlarını durdurma ve düşürme adına müftülükler bünyesinde “aile okulu” kurulmalı. Evlenecek kişilere manevi destek ve bilgi verildikten sonra nikahlarını ya müftü ya da Diyanet İşleri başkanlığının görevlendireceği kişiler kıymalıdır.

 2- Bu mümkün değilse inanç hassasiyetini dikkate almak, itirazları ve endişeleri bitirmek, evlenecek kişileri ikilemden kurtarmak adına belediyede nikahı kıyan memur din görevlisi olabilir. Böyle bir yol sanırım orta bir yol olur.

Zira resmi nikah belediyede kıyılmakla laiklik, çocuk evlilikleri gibi endişeleri olanların endişesi, nikahı din görevlisi birinin kıymasıyla da dini hassasiyeti olanların endişeleri giderilmiş olur.

            Selam ve dua ile…