Sahipsiz memleket! Mardin…

Selahatttin Erol

Bu melektin gerçekten sahibi var mı acaba.

Bizim gerçekten sahibimiz var mı?  Varsa hani nerede?  Lafa sıra gelince mangalda kül bıraklmıyor...

Vekillerimiz, yöneticilerimiz, amirlerimiz iş icraata gelince ses yok, tıs yok.

Dedik ya, sahipsiz memleket

Sokakta, caddede yürüyorum, bizi gören vatandaş soruyor, ağabey ne olacak bizim halimiz. Neden yazmıyorsunuz, ‘Elektrik kesintilerinden, Su kesintilerinden bıktık.’

Şehrimizde yapılan bütün işlerin altından bir “çapanoğlu” çıkıyor.

Dedik ya, sahipsiz memleket

Memlekete elektrik kesintileri insanları bıktırdı, bırakın bıktırmayı insanları âdete isyana sürükler oldu. Ama kimsenin, kimseciklerin sesi soluğu çıkmıyor.

Sorun buradan kaynaklanıyor demiyor, diyemiyor çünkü çözüm üretmek bir yana, adeta çözümsüzlük için çalışıyorlar.

Ülke genelinin enerji üretim kaynaklarının büyük bir bölümü GAP bölgemizde yer almakta.

Atatürk Barajı, Keban barajı, Birecik, Batman, Dicle barajı ve faaliyet geçecek olan Ilısu Barajı. Anlayacağınız daha bölgemizde onlarca baraj bulunuyor bunlar sadece birkaçı.

Saydıklarım, sadece Türkiye’nin en büyük ve enerji üreten ve bilinen barajları olmasıdır.

Enerji kaynağının göbeğinde ve kaynağında olmamıza rağmen elektrik kesintileri had safhada…

Bahane hazır, ‘bölgede yaygın kaçak elektrik kullanımı’ öne sürülür.

Oysaki bir köyün tamamı kaçak elektrik kullansa bile, tatil bölgesindeki 5 yıldızlı bir otelin bile tükettiği enerjiyi harcamaz.

Bölgemizde kullanılan elektriğin tamamı ise, sanayi şehirlerimizden Kocaeli’nde kullanılan enerjiye denk gelmez.

Bırakın kesintileri elektrik dalgalanmaları yüzünden, esnaf, sanayici iş yapamaz hale geldi. Bozulan elektrikli ev aletleri, voltaj düşüklüğünden çalışamayan iş makineleri, herkes kes bu gidişattan muzdarip ve şikâyetçi.

Olan dürüst tüketici ye, kaçak kullanmayan vatandaşrasına yansıyor. . 

Memleket gerçekten sahipsiz ve sahipsiz kalmaya devam edecek. Memleketin sorunları elektrikle sınırlı sanmayın…

Dedik ya, sahipsiz memleket

Bu mübarek Ramazan ayı’nda susuzluktan adede “susuz yaz”ı filmini oynuyoruz.

Daha kaç yaz geçirdik, geçireceğiz, belli değil.

Tankerle apartmanlara taşınan su, ilkel yolarla ellerinde su bidonları ile evlerine su taşıyan hanımlar.

Artık bu görüntülere aşina olmaya başlayacak gibi görünüyor.

Çünkü plan yok, program yok, çözüm yok, çözüm için uğraşan yok. Bana ne bahanesi ile çıkmaza sürükleniyoruz.

“Lafla peynir gemisini yürümez” ama biz yüzdürüyoruz. Seçimlerde verilen vaatler, seçimin kazanılmasıyla zaten unutulmaya mahkûm.

Zavallı vatandaşımızda hakkını aramıyor, arayamıyor… Neden arayamıyor, bahanesi hazır, ‘kime şikâyet edeyim ki’, ‘ben kimse ile kötü olmak istemem’

Dedik ya, sahipsiz memleket

Bu manzara tarihi, turistik bir kente bu yakışmıyor. Memleketin kültür mozaiği öne sürerek,  dinlerin ve dillerin bir arada barış içinde yaşadığını anlatmak la olmuyor.

Yöneticileri bilmem ama biz bu işin takipçisi olacağız.

Saygılarımla…