Yazıyı Okumayın

Veysi ERKEN

Atalarımız

“Evvela Selam, Sonra Kelam

Evvela Refik, Sonra Tarik” diye bizlere tembih etti.

Kelam etmeden emniyeti ve emanı belirten SELAM ile başlamak hepimizin görevidir. Aynı tavsiyede önce arkadaşımızı seçmemizin gereği anlatılır.

Arkadaşını iyi seçememişseniz, sizi yarı yolda bırakabilir veya yoldan saptırabilirler.

Atsızın ifadesiyle “halbuki yoldaşını bırakıp kaçanların değişilir topu da bir sokak kaltağına”

Bu anlamda kimseyi yolda bırakmadığıma, saf değiştirmediğime, cenabı Allah’ın birliği ve Hz. Peygamberin risaletinin dışında her şeyin tartışılabileceğine inanıyorum.

Yazı yazarken de bu minvalde düşünüyorum.

Hiç kimseye yazılarımı okutma çabasına girmedim.

Girmem de.

İsteyenler veya ihtiyaç duyanlar okusunlar.

Bunun için toplu olarak yazılarımın linkini e-posta ortamında göndermedim. E-postamın altında mail almak istemeyenlere yazı gönderilmez diye yazar.

e- postanın yerini tutan watsapp denilen iletişim grubu kurmadım. Grup oluşturanlara beni de ilave edin demedim. Onlarca dost grubuna üye yaptı. O gruplarda tanımadığım yüzlerce insan var.

Çoğu beni tanımaz.

Gruplardan yazı gelir ve ben de yazılarımı paylaşırım. Bazen de bilgilendirme amaçlı yazı paylaşırım. Hepsine katıldığım anlamına gelmez.

Paylaşma bilgimizi arttıracağına inanıyorum.

Yazılarım geçmişte onlarca sitede yayınlanıyordu.

Fi sebilillah yazdığımı bazılarına anlatamadığımdan artık yazılarım sadece kendi blogumda ve doğduğum ilçenin bir mahalli sitesinde yayınlanıyor. İsteyenler oralardan okur. Şükür binlerce okuyucum var.

Gruplara ekleyenlerden isteyen beni gruptan çıkarabilir.

Kimseye kırılmam.

Dostlara tavsiyem rahatsızlık duyuyorsanız, kendinize eziyet etmeyiniz. Yazılarımı ve paylaşımlarımı okumayın.

Çok arzu ediyorsanız bilgilerinizle veya bilgisizliğinizle baş başa kalınız.

Özellikle son yazılarımda savrulan dostlardan bahsettim.

Buna alınan çok oldu.

Ünlü Türk büyükleri(!) diyorum bunlara.

70 yıllardan beri savrulan çok kişi biliyorum.

Yol arkadaşlığı yaptığımız insanların bir kısmı heva, heves, şöhret, makam, mevki ve servetin kurbanı olmuş olduklarını görüyoruz.

Dün ilke ve ülkü eri olduğunu ifade edip bugün “halka rağmen halk için” diyen zihniyete doğru savrulanları görünce üzülüyorum.

Her şeye rağmen CHP zihniyetinin bu ülkeye bir hayrının olmadığını düşünüyorum ve görüyorum.

Çok eskilere gitmiyorum.

Yaşım gereği 1973, 1978, 1989, 91 ve en son 1999’daki CHP zihniyetinin iktidarındaki ülkemizin yaşadığı felaketleri, yokluğu ve kıtlığı biliyorum.

Dün bu zihniyetten ülkeye hayır gelmediği gibi bugün de gelmeyeceğine inanıyorum.

Dostları bunun için uyarmaya çalışıyorum.

Bizler “tebliğ”le görevliyiz, “hidayet”le değil.

“Emr-i bil’maruf”un gereğidir yaptığım.

Son aday tercihleri de beni doğrular niteliktedir.

CHP’lilere tavsiyem şudur. Partinizi feshedin ve milleti rahatlatın. Arama motoruna sorarsanız yıllar öncesinden de çağrıda bulunduğumu görürsünüz.

Bu kadar laf yeter.

Gruplarda yer alan ve okumadan rahatsızlık duyanlara tavsiyem şudur. Linki tıklamayın.

Okumayın.

Ben cenabı Allah’ın vahyini anlamaya ve yaşamaya çalışıyorum.

“Ey iman edenler sadık (doğru) olanlarla olunuz”

Siz istediklerinizle olunuz.

Ben tebliğ görevimi yaptım ve yapıyorum. Gerisi sizin bileceğiniz iş.

Selam ve Sabırla…