24 Haziran Seçimi ve Dailer (propagandistler)

Veysi ERKEN

            Siyonist haçlı zihniyetinin tapınakçı haşhaşi sürümü olan fetöcü daileri kullanan şer güçler gerçeklerin dile getirilmesinden rahatsız.

            Bir önceki yazımda 15 Temmuzda devreye sokulan “fedailer”in cenabı Allah’ın nusretiyle millet eliyle defedildiğini ama dailerin ahlaksızlıkta sınır tanımayacak ölçüde varlığını devam ettirdiğini belirtmiş idim.

            Siyonist haçlı zihniyetliler bundan epey rahatsız oldular.

            Olsunlar.

            Bilinmelidir ki, milletimizin ve topyekûn Müslümanların kurtuluşu bu şerlilerin deşifresinden geçiyor. Yine diyorum ki, şerlilerin yöntemi daimi olarak iki yönlü işletiliyor. Yöntemin bir yönü masum kılıklı propagandistler, diğeri silahlı eşkıyalar yoluyla işletilir.

            Dailer, uzun bir süreç içinde faaliyetini sürdürür. 40-50 yıl belki daha uzun süreçte kitleler kandırılır, ruhları (adeta) çalınır, başkalaştırılır, mankurtlaştırılır. Dailer bukalemun gibi her renge ve kılığa girer.

            Tekrar edelim. Şer ittifakı “kabil” anlayışına dayanır ve yöntem olarak her pisliği kullanır.

            24 Haziran seçimleri için de şerlilerin temel ilkeleri budur ve dailerini bunun için devreye sokuyorlar.

            Mesela, Türkiye’deki her olumlu gelişmeyi ortadan kaldıracağını, yatırımları durduracağını, ülkeyi karanlık ve yokluk günlere döndüreceğini açıklayan güruhun açıklamaları “dai”ler tarafından çok mükemmel vaatler diye pazarlanıyor. Bu yetmezmiş gibi her türlü yalan, iftira, şantaj, ahlaksızlık ve şerefsizlik yöntemi kullanılarak mağduriyet edebiyatı yapılıyor.

            Şerlilere soru yönelttiğimizde “dai”ler hemen yahu onları karıştırma, gündeme getirme deniliyor.

            Mesela, 28 Şubat davası ile ilgili müştekilikten neden vazgeçilmiş diye sorduğumuzda zamanı mı deniliyor?

            Sizi hangi mahfiller falanın evinde bir araya getirtmiştir dediğimizde  “dai”ler hemen o bahisten söz açma diyorlar.

            Yüzün güneşe çevrilmesinin putperestlik âdeti, tülbendin örtü karinesi olduğunu ve gereğinin yapılmadığını dillendirdiğimizde dailerdeki rahatsızlık had safhaya çıkıyor.

            Dailer emir eri olduklarından milleti kör ve sağır görmek istiyorlar.

            İlave olarak, yahu emekli etme ile apolet sökme arasındaki farkı bilmiyor musun denildiğinde, “dai”ler hemen onun demek istememiştir diye çarpıtmaya devam ediyorlar.

            Hele hele güneş motel pazarlamasını dailer bir kahramanlık destanı diye yutturmaya kalkışmazlar mı?

            İslami hayatı yok etmeye çalışanlara ödül vermelerden tutun, her türlü bölücü, yıkıcı ve katliamcı zihniyetle kol kola girişin izahı tam bir haşhaşi anlayışı ve algı operasyonu.

            Tabii ki, bunları millete anlatmalıyız.

            Tabii ki, gayrı İslami inanca ve imana sahip fetöcü ve haşhaşi daileri ve hizmet ettiklerini deşifre etmeliyiz.

            Hasılı kelam seçim propagandası dailer tarafından yatırımlar, özgürlük alanlarının genişletilmesi, hak ve hukukun gerçekleştirilmesi ve adaletin tesisi üzerinde yürütülmüyor, aksine Siyonist haçlı zihniyetinin hedef haline getirdiği kişiler ve değerlere saldırı üzerinde yürütülüyor.

            Kısaca bu ahlaksız dailer deşifre edilmeli ve hayatımızdan çıkarılmalıdır ki, sağlıklı bir hayatımız olsun ve Türkiye âleme ilayı kelimetullah doğrultusunda nizam verebilme zirvesine olaşsın.

            Selam ve Sabırla…

NOT: Seçimlerden sonra sadece kendi bloğumda yazmayı düşünüyorum.