Aşılar ve ilaçlar

 Veysi Erken 

            Covid mi? Corona mı? 

            Ne derseniz deyin. 

            Bahsi geçen hastalık hayatımızı hem maddi hem de manevi yönden felç etti.

            Grip gibi kalıcı görünüyor. Yıllara sâri olacak herhalde.

            Bir yönüyle sahipsiz bırakılan “masum bebekler”in intikamı virüs denilen görünmez bir mahlûk vasıtasıyla alınıyor.

            Salgın hastalık döneminde çare de aranıyor.

Rabbulalemin sebeplere sarılın diyor.

Çare aramak doğrudur. 

            Tabii ki, doğru yerde aranırsa.

            Bu anlamda “aşı” ve “ilaçlar” gündemde.

            Aşı ve ilaçlar konusunda bir tarafta aşı ve ilaç kartelleri bir tarafta küresel şeytanların oluşturdukları kartellere karşı direnenler.

            Direnenlerin haklı gerekçeleri çoktur. Çünkü küresel şeytanlar tabii ve ilahi olandan uzak. Fıtrata karşı ilaç ve aşı diye adeta zehir geliştiriyorlar.

            İlaç şirketleri adeta zehirle milletleri ve toplulukları sömürüyor.

            Bilindiği üzere en geniş sömürü araçları “silah” ve” ilaç” sanayisidir.

            Ülkemiz yıllardır bu iki araçla sömürülüyor.

            Son yıllarda ülkemizde sömürüye karşı güzel gelişmeler oluyor.

            Silah sanayisinde sömürülmekten kurtulmaya epey mesafe kat edildi.

            Darısı ilaç ve aşı konusunda inşallah.

Temennimiz ilaç ve aşı sanayisinde de dünyanın üretim merkezi olmamız yönündedir. Tabii ki, tabii olan olmalıdır.

            İnşallah kısa sürede tıbbi bitkiler enstitüsü kurulur ve bitkilerden geliştirilecek aşı ve ilaçlarla küresel şeytanların sömürüsünden kurtulur dünyaya örneklik teşkil ederiz.

            Unutulmamalıdır ki, şifanın kaynağı Rabbulalemin'in halk ettiği tabiattadır.

            Tabii kaynaklar dururken suni, sentetik ilaç ve aşılara milyar dolarları aktarmanın hiç bir gerekçesi olamaz.

            Ben şahsen hem "zona" hem de "gut" hastalığı denilen hastalıklardan tıbbi ilaçlar ile şifa buldum biiznillah.

            Bu alanda gayret sarf edenler vardır.

            Maalesef destekleneceklerine küresel şeytanların emriyle köstekleniyorlar.

            Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dan talebimiz tıbbi bitkiler ile ilgili enstitünün bir an önce faaliyete geçirilmesi ve mevcut imkânlar ile bitki ilaç ve aşının piyasaya sürülmesidir.

            Bildiğim kadarıyla Akdeniz üniversitesi bünyesinde bitkilerden geliştirilmeye çalışılan bir aşı çalışması vardır.

            Özellikle eczacılık fakülteleri ve bugün kendi imkânlarıyla bitkilerden ürün elde edenlerden istifade edilerek bu konuda da dünyaya örneklik teşkil etmemiz gerekir.

            Bize ait, bizden olana dönmek durumundayız.

            Türkistan tıbbı denilen tıbba, kısaca özümüze dönmek mecburiyetindeyiz.

            Halkın ekseriyeti bu salgın döneminde bitkiler ile tedbirini alıyor.

            Bunu Tıp alanında uzman kabul edilenler tarafından öneriliyor.

            Bilhassa bağışıklık sistemini bitkisel ürünlerinin güçlendirdiğini ifade ediliyor.

            Şu aşı şundan iyidir tartışması bitirilmeli, bitkisel ilaç ve aşı ile tedavilere geçilmelidir. İlim adamlarımız ithal aşıları tartışacaklarına yerli bitkisel aşı ve ilaçların geliştirilmesine katkı sağlamaları gerekir.

            “Silah”ta olduğu gibi “ilaç ve aşı”da küresel şeytanlardan kurtulma zamanı gelmiş ve geçmiştir.

            Şimdi değilse ne zaman.

            İlim adamları size sesleniyorum. Filimle değil ilimle uğraşın. Aşı ve ilacın geliştirilmesine katkı sağlayın. Yerli ve milli olmakla âleme nizam verelim.

            Selam ve sabırla... 14.12.2020