ÇOCUK ADAM

      Eğer hala gündemdeki çocuk filozof olarak tabir edilen çocuğu izlememişseniz,ya da ALİ ustanın mekanını ziyaret edip bolca çocuk adam lafını duymamışsanız nerden çıktı bu çocuk adam diyebilirsiniz.

     Öncelikle şunu hepimiz bilmeliyiz çocuk ,adı üstünde çocuk yetişkin değildir. Ondan yetişkinlere ait hal ve hareketleri beklemek sonunu alamaycağınız tramvalara sebeb oalabilir.Bu nerden çıktı derseniz bugünlerde popüler olan çocuğu gören duyan herkes bir hayranlıkla bakmakta, aynı şeyleri kendi evladından yeğeninden beklemekte.

    Toplum olarak kıyaslamaya bu kadar meraklı olmamız işi baş edilmez noktalara sürüklemekte.Öyle popülerizim etkisinde kalmış toplum olduk ki, dışarda top oynaması gereken ya da Nasrettin hoca hikayeleri dinlemesi gereken çocuklara yaşlarının ötesinde sorumluluklar yüklemeye başladık. O çocuk yapabiliyorsa bizimki de yapmalı  Kusura bakma ablacım sen eğer çocuğunu hiç ilgi duymadığı şeylere zorlarsan, kapasitesini bildiğin halde fazlasını beklersen sonu hüsran olan sonuçlarla karşılaşmaya mahkumsun.Çocuk yetiştirmek nasıl olmalıydı? Eskiler;  örneğin dedelerimizin zamanı , internet yok, kişisel gelişim kitapları yok e bide çocuk psikoloğu yok ama baktığımızda  edebi adabı bilen , çocukluğunu yaşamış türlü türlü imkansızlıklar içinde şikayet etmeden, kimileri boyundan büyük işlerde çalışmış ama boyundan büyük laflar etmemiş.Anlıycağınız sorun çocuklarda falan değil bizde, yetiştirme tarzımız da. Her yaptığına aslan oğlum canım kızım demememiz gerektiği gibi yanlışlarında da becereksiz diye damgalamamak,her bireyin belli kapasitesi olduğu, çeşitli yetenekleri olduğu, ilgi duyduğu alanlar olduğunu unutmadan yaklaşmak, yönlendirmek bizim görevimiz. Her anne baba çocuğuna rol modeldir. Sen bugün eve geldiğinde ki hareketlerin, yemek sırasında ki davranışların bilmelisin ki taklit altında çünkü çocuk anneyi babayı örnek alır. Bugün çocuğunda istenmedik davranış varsa önce kendine bakacaksın abicim.Peki nasıl davranmamız gerekir nelere dikkat etmek gerekir, buna iki sayfayla cevap vermek mümkün değil. Kısaca önemli gördüğüm temel husuları sizinle paylaşmak istiyorum.

-Çocuğun bir yetişkin olmadığını ve sizin sevginize, rehberliğinize ihtiyaç duyacağını unutmayın.

-Çocuğa özgür bırakmak  ona tek başına karar aldırmak veya tek söz sahibi olması demek değildir. Yönlendirmek gerekir. Kararlar alınırken bir birey gibi dinlenmeli son sözü yinede siz söylemelisiniz .

-Çocukla kaliteli zaman geçirin .İşlerinizin yoğunluğu buna engel olmamalı çünkü çocukken insan sevdikleriyle vakit geçirmeyi ister. Çocuğa telefonu vererek kendinizi kandırıp beraber vakit geçiriyoruz demeyin.Onun sizin sözlerinize, dokunmanıza,şefkatinize, oyun oynarken ki kazanma-kaybetme duyguların ihtiyaç duyar. Bu kazanımları sizinle öğrenir. Bugün yaşanan bir çok olayda kaybetmeyi hazmedememek, başa çıkamamak yüzünden olduğunu biliyormusunuz?Çocuk deyip geçmeyin verdiğiniz eğitim ve ahlaki derğerler yarınımızı şekillendiriyor

-Kurallar ,limitler ,sınırlar da en az sevgi kadar gereklidir, bunun dozunu ayarlamak çok daha önemlidir.

-Çocuğa annenin ayrı bir tutumda ,babanın başka bir tutmda davranması çocuğun gelişiminde en büyük sorunlardan biridir .Anne ve baba işbirliği dayanışma halinde, birlikte hareket ederek çocuğu yönlenrimeli.Tutarsız ebeveyn davranışlarından kaçınılmalıdır.

- Bir çocuğun sağlıklı gelişimi için en önemli unsur anne başta olmak üzere ebeveynleriyle güvenli bir bağ geliştirmesidir. Zihinsel ve psikolojik bozuklukları, şiddeti ve suçu önlemenin en temel önleyici ölçütü budur. Bir çocuk için  güvenli bağın sağlanmış olması; doktorların, psikiyatristlerin, psikologların, öğretmenlerin, polislerin ve, hakimlerin varlığından çok daha önemlidir . Unutulmamalıdır ki bireyin gelişim sürecinde doyurulması gereken ihtiyaçları yeme, içme ve barınma gibi sadece fizyolojik temelli ihtiyaçlar değildir. Bireyin sağlıklı gelişimi için bir o kadar önemli olan güven duyma, değer görme, sevilme ve ait olma gibi psikolojik ihtiyaçları da söz konusudur. Aile içerisinde bu psikolojik ihtiyaçlar ebeveynlerce temin edilmediği taktirde doyurulmamış bu ihtiyaçlar yaşam boyu bireyin duygusal dünyasını, kişiliğini, davranışlarını, kişiler arası ilişkilerini, iletişim tarzını ciddi anlamda negatif yönde etkileyecektir!

-Çocuklarınızın sorunlarını dinleyin ve ona hazır bir çözüm sunmak yerine çözümü birlikte bulmaya çalışın. Ona konu ile alakalı yaşına uygun sorular sorarak konu hakkında düşünmesini sağlayın.Çocuklarınızın her istediğini yapmak onları iyi yetiştirmek anlamına gelmemektedir. Gerekli durumlarda hayır diyebilmelisiniz. Her istediği yapılan çocuğun bencil, her şeyine hayır denilen çocuğun inatçı olduğunu unutmamalısınız.

-Mükemmel olmaya çalışmayın. Anne baba olarak elinizden gelenin en iyisini yapmaya gayret edin. Ancak kusurlarınız olabileceğini, zaman zaman hatalar yapabileceğinizi de kabul edin. Çocuğunuzun mükemmel bir anne babaya değil, onu seven, koruyan ve kabul eden bir anne ile babaya ihtiyacı vardır. Ayrıca herkesin hata yapabileceğini ve hataları hoş görebilmeyi bilmek ve bu hataları birer öğrenme fırsatı olarak değerlendirebileceğini anlamak, çocuğunuza verebileceğiniz iyi bir yaşam dersi olacaktır.

-Ne olursa olsun çocuğunuzu etiketlemeyin. Bu etiketin olumlu da olsa, olumsuz da olsa çocuk üzerinde belli belirsiz bir baskıya sahip olduğunu unutmayın. Anne baba olarak çocuğunuza dair her şeyi bilmek istemeniz doğaldır. Ancak onlarında bir birey olduğunu ve onlara da özel alan bırakılması gerektiğini unutmamalısınız

İçimizde ki çocuğu bir ömür yaşatabilmek dileğiyle pozitif kalın :)