Savaşçı ve Umudun Tesellisi

Bu yazı bir kitap tanıtımıdır.

https://www.karyohliso.com/articles/article/5895

Bu paylaştığım link, ‘‘Tasroro u Buyoye d’Sabro / Savaşçı ve Umudun Tesellisi / ܛܰܣܪܳܪܳܐ ܘܒܘܼ̈ܝܐܐ ܕܣܰܒܪܳܐ’’ isimli Süryanice kitabımın girişi bölümüdür.

Farklı içerikte yazılardan oluşan bu kitabı, Antik Mezopotamya (Bethnahrin) kültürünün taşıyıcısı kadim Süryanice diliyle yazdım. Kitap, yayın aşamasındadır. Yakın gelecekte baskıya hazır olacak ve kültür severlerin bilgisine sunulacaktır.

Yerleşik algılardan yola çıkarak, yaşam algılarını, yaşam gerçeklerini hakikatin çağdaş bilgileriyle sentezleyen, sosyal düşünceyle bütünleştiren bir yaklaşımla yazdığım bu kitap, Süryanicenin edebi derinliğine ve sosyo-kültürel sermayesine sahip kendine özgü bir eser olacağını ifade etmek istiyorum.

Kitapta, okumayı ve bilgilenmeyi teşvik eden edebiyatın sarsıcı/dönüştürücü vurgularıyla, bilinenlerin sınırlarını içerecek şekilde, bilinenlerin ve yitik anlamların, gerçek doğasını ortaya çıkarmaya çaba gösterdim. Neticede bilinenlerin anlamlarını ve sınırlarını genişleten kendine özgü bir eser ortaya çıktı.

Kitap, yaşamı kolaylaştırmanın ve zenginleştirmenin anlamsal örgüleriyle; iç huzurun serpilmesine ve iç görünün aydınlanmasına katkı bağlamında, yaşamın anlamına, yaşamın hakikatlerine vurgu yapmaktadır. Yanı sıra adaletin, hakkaniyetin, kültürün, terbiyenin, ahlakın, erdemin, insan onurunun, barışın, uyumun, uzlaşmanın, gelişimin, özdenetimin önemine işaret etmektedir. Çünkü maddedeki mana arayışında, hayatı anlamlandırma çabasında, içimizdekini dışarıya vurma meramında hep bu kavramların izleri ve etkileri vardır.

Ve bu kavramlar, kendini bilmek, davranışların farkında olmak, bilinçlenmek, eline, beline, diline sahip olmak gibi konularda çıktığı çetin yolculukta SAVAŞÇI’ya hizmet eden/katkı sunan anlayışlara dönüşmektedir. Denildiği gibi: ‘‘Her insan kendi iç dünyasının hem mimarı, hem de celladıdır.’’

Başlıktaki ‘‘Savaççı’’ iyi mimardır. İyi mimar olmanın yöntemlerini geliştirir. Kitaptaki içeriğe göre, savaşçı yaşam merdivenlerini çıkarken öğrenmesi gereken, basiretle aklını, temkinle cesaretini, kudretle kuvvetini, itidalle atılganlığını dengeleyip, yaşam aşkını toplumun yararına yöneltmesi demektir.

Günümüzün yaşam koşullarına göre, haddimizi ve hakkımızı bilmek, erdemdir. Bilmemek, kendimize ve çevremize eziyettir. Meziyetimiz (sevgi, saygı, sorumluluk, hüner, bilgi, edep) varsa eziyet etmeyiz. Eziyet görmeyiz.

İstemeyi biliyorsak, sorumluluğu, çalışmayı, emek vermeyi, emeğe saygıyı baş tacı etmeliyiz. Çünkü sorumsuzluk eken, sorumsuzluk biçecektir. O da, sefalet ve perişanlık demektir.

Evrensel ünüyle coğrafyamızın edebi şahsiyetlerinden biri olan Nusaybinli Aziz Mor Afrem (306-373) şöyle yazmaktadır: ‘‘Arzulama ve kardeşi sorgulama, özgürlüğün kızlarıdır / ܒܥܳܬܳܐ ܘܰܒܨܳܬܐ ܚܳܬܳܗܿ ܒܢ̈ܳܬܐ ܐܶܢܶܝܢ ܕܚܺܐܪܘܼܬܐ’’

Hayatın anlamını edebi üretkenlikte bulan Süryani edebiyatının büyük üstadı Malatyalı Abulfarac / Barebroyo (1226-1286) bu temel gerçeğe gönderme yaparken bunun ön koşulunu çamurdan (egodan) arınmaya bağlamaktadır. Diyor ki; ‘‘Ancak çamurdan arındığımızda, pınardan içebiliriz ܟܕ ܢܶܬܕܰܟܶܐ ܡܼܢ ܫܥܺܝܼܢܳܐ ܗܳܝܕܝܢ ܢܶܡܬܘܼܩ ܡܼܢ ܡܥܺܝܼܢܳܐ’.

Bir Hint atasözünün söylediği gibi, ‘‘Ayakkabı giymek tüm dünyaya halı sermekten daha kolaydır.’’

ܐܰܟܡܳܐ ܕܐܳܡܰܪ ܡܰܬܠܐ ܗܶܢܕܘܳܝܐ: «ܕܢܶܣܰܐܢ ܡܣܳܐܢܳܐ ܝܰܬܝܼܪ ܦܫܺܝܼܩܳܐ ܡܼܢ ܗܿܝ ܕܰܢܫܰܘܐ ܐܳܡ̈ܠܐ ܒܥܳܠܡܳܐ ܟܠܗ.»

Saygılarla.

Yusuf Beğtaş