Bir milleti veya bir inancı tahrip etmek isteyenler o milletin kullandığı temel kavramları tahrip etmeye çalışırlar.

            Özellikle Siyonist haçlı zihniyetinin uzantıları bunu bir yöntem olarak kullanırlar.

            Fetö ve hindiyun ingiliziyun tarikatının müntesiplerini inceleyenler bunu görür.

            Özellikle hindiyun ingiliziyun tarikatının müntesipleri Hz. Muhammed Mustafa'yı sav doğrudan devre dışı bırakmayacaklarını anladıklarından Kuran’ı Kerim'de geçen kavramlar üzerinden sonuç almaya çalışırlar.

            İki asra yakın bir zamandır bunu hep icra etmeye çalışıyorlar.

            Türkiye'deki uzantıları görevleri icabı aynı şeyi kırık plak gibi aynı şeyleri tekrar tekrar yaymaya devam ediyorlar.

             Saf olanlar bunlara kanabiliyor.

            " Kur'an bize yeter" diyerek kavramları tahrip ediyorlar.

            Mesela "Şefaat" kavramını metinden, Kuran’ı Kerim'den okumasını, Kuran’ı Kerim'de kaç yerde geçtiğini bilmeden, anlamadan ve öğrenmeden ahkâm keserler.

            Sürekli "kimse şefaat edemez" diyerek Hz. Peygamberi devre dışı bırakmak istiyorlar.

            Hatta bir hindiyun müntesibine sen Allah'ın gücü ve kudretine sınır mı belirliyorsun diye sorduğumda cevap veremedi, dört beş ay zırva paylaşamadı.

            Hindiyun tarikatının müntesipleri "Kun feyekun" ayetini duymamış gibi davranırlar.

اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ اَلْحَيُّ الْقَيُّومُۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌۜ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ مَنْ ذَا الَّذ۪ي يَشْفَعُ عِنْدَهُٓ اِلَّا بِاِذْنِه۪ۜ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْۚ وَلَا يُح۪يطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِه۪ٓ اِلَّا بِمَا شَٓاءَۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَۚ وَلَا يَؤُ۫دُهُ حِفْظُهُمَاۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظ۪يمُ ﴿٢٥٥﴾

Bakara 255. Allah, O’ndan başka tanrı yoktur; diridir, her şeyin varlığı O’na bağlı ve dayalıdır. Ne uykusu gelir ne de uyur. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. O’nun izni olmadıkça katında hiçbir kimse şefaat edemez. Onların önlerinde ve arkalarında olanları O bilir. O’nun ilminden hiçbir şeyi -dilediği müstesna- kimse bilgisi içine sığdıramaz. O’nun kürsüsü gökleri ve yeri içine almıştır. Onları korumak kendisine zor gelmez. O yücedir, mutlak büyüktür.

https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Bakara-suresi/262/255-ayet-tefsiri"

            Ayette geçen "illa biiznihi" kavramını bilmezler.

            Ayrıca 

"مَنْ يَشْفَعْ شَفَاعَةً حَسَنَةً يَكُنْ لَهُ نَص۪يبٌ مِنْهَاۚ وَمَنْ يَشْفَعْ شَفَاعَةً سَيِّئَةً يَكُنْ لَهُ كِفْلٌ مِنْهَاۜ وَكَانَ اللّٰهُ عَلٰى كُلّشَيْءٍ مُق۪يت ﴿٨٥﴾

Nisa 85. Kim güzel bir şefaatte bulunursa ondan kendisi için bir nasip olur; kim de kötü bir işe aracılık ederse onun da buna denk bir payı olur. Allah her şeyi koruyup hakkını vermektedir."

            Ayetinde iyi ve kötü şefaatin olduğunu görmezlikten gelirler.

Çünkü metin okumayı bilmedikleri gibi, efendilerinden nakil yaparlar ki, Hz Muhammed Mustafa'yı devre dışı bırakabilsinler.

وَاتَّقُوا يَوْماً لَا تَجْز۪ي نَفْسٌ عَنْ نَفْسٍ شَيْـٔاً وَلَا يُقْبَلُ مِنْهَا عَدْلٌ وَلَا تَنْفَعُهَا شَفَاعَةٌ وَلَا هُمْ يُنْصَرُونَ ﴿١٢٣﴾

Bakara 123. Öyle bir günden korkun ki, o gün kimse başkası için bir şey ödeyemez; hiç kimseden fidye kabul edilmez, kimseye şefaat fayda vermez, onlara asla yardım da yapılmaz."

            Ayetinde belirtildiği gibi şefaatin var olduğu ancak kabul edilmeyeceğini duymazlar.

            Hâsılı kelam.

            Hindiyun ingiliziyun tarikatının müntesipleri fetönun bir versiyonudur.

            İşleri güçleri fitne ve fesattır.

            Efendilerinin emir kulları olup tahrip ve ifsad temel görevleridir.

            Rabbulalemin ümmeti Muhammedi bunların şerrinden, ifsadından ve fücurundan muhafaza etsin inşallah.

            Selam ve sabırla...