HESDO / HESDA - SEVGİ veya SÖVGÜ
ܢܶܪܕܽܘܿܦ ܚܶܣܕܿܐ ܘܢܶܚܒܽܘܼܩ ܚܣܕܼܐ Sövgüyü kovalım, sevgiyi kucaklayalım.
Küçük bir nokta, büyük bir anlam taşır; tıpkı küçücük bir farkın, bir kalbi dönüştürebilmesi gibi.
Bu yazı, dilin derin katmanlarıyla insan ruhunun ince ayarları arasındaki görünmez bağı anlatır. Çünkü kelimeler, sadece seslerden ibaret değildir; her biri, insanın iç dünyasında yankılanan bir anlam titreşimidir.
Süryanice gibi kadim dillerde bu titreşim daha da derindir. Orada, bir noktanın yeri değiştiğinde yalnızca harf değil, insanın anlam dünyası da değişir.
Ve bazen, o küçücük nokta; bir sövgüden bir sevgiye, bir kırgınlıktan bir şefkate geçişin sembolü olur.
Süryanice, sadece bir dil değil; anlamın, duygunun ve sezginin iç içe geçtiği bir bilgelik evrenidir. Bu kadim dilde bir kelime, aynı anda hem karanlığı hem de ışığı içinde taşıyabilir. Çünkü Süryanice’nin doğasında, karşıtlıkların uyumuyla olgunlaşan bir anlam anlayışı vardır.
Bir kavramın derinliğine indikçe, zıddının kıyısına da dokunursun. İşte bu yüzden Süryanice’de bazen bir kelime, hayatın kendisi gibi çift yönlü bir aynadır.
Bu aynayı anlamak için dilin kalbine, yani noktanın sırrına bakmak gerekir.
Süryanice’de ܪܘܟܟܐ (rukoğo) ve ܩܘܫܝܐ (kuşoyo) denilen özel bir işaret sistemi vardır. Bu sisteme göre, ܒܓܕܟܦܬ (bgdkpt) harflerinden birinin altına konulan küçük bir nokta, sesi yumuşatır; üstüne konulan nokta ise sesi sertleştirir.
Ancak mesele yalnızca ses değildir. Çünkü bazen, küçücük bir nokta, bir kelimenin — hatta bir insanın — tüm anlamını değiştirebilir.
Tıpkı hayatta olduğu gibi…
Bir bakış, bir kelime, bir suskunluk... Bazen küçücük bir fark, ilişkilerin yönünü belirler.
Bir harfin üstündeki nokta, nasıl kelimenin kaderini değiştiriyorsa; bir insanın yüreğine dokunan merhamet de onun içsel yönünü değiştirir.
İşte Hesdo / Hesda bu derinliği taşıyan kelimelerden biridir.
Dolath (ܕ) harfinin üstüne nokta konulduğunda (ܚܣܕܿܐ), ses sertleşir ve kelime yıkıcı bir mana kazanır: sövmek, dışlamak, ayıplamak, hor görmek, alay etmek, kınamak...
Bu biçimiyle “hesdo”, insanın sevgiden uzaklaştığında içine düştüğü karanlığı anlatır.
Kibirle karışmış bir dil, kalpleri birbirinden uzaklaştırır; söz, sevgi yerine yargıya dönüşür.
Oysa aynı kelimede, dolath harfinin altına küçük bir nokta konduğunda (ܚܣܕܼܐ), anlam bir anda dönüşür: sevmek, merhamet, lütuf, iyilik, şefkat..
Artık “hesda”, insanın içindeki ilahi sıcaklığı anlatır; yani sevgiyle onaran, şefkatle birleştiren bir varoluş halini…
Bu iki anlam arasında duran şey sadece bir nokta değil, aynı zamanda bir bilinç farkıdır.
Çünkü yaşamda da her şey o kadar ince bir çizgide durur ki; bir yargı anında sevgiden kopabilir, bir anlayış anında yeniden ona dönebiliriz.
Hesdo’nun sertliğiyle yıkılan her köprünün ardında, Hesda’nın yumuşaklığıyla onarılacak bir kalp vardır.
Ve insan, dilinde taşıdığı noktanın yerini fark ettiğinde, sövgüyü kovalar, sevgiyi kucaklar.
Yusuf Beğtaş