Uyuşturucu ile nasıl mücadele edeceğiz

(Uyuşturucuya Hayır Paneli Sonuç Raporu)

Düzenleyici Kuruluşlar: İzmir Karabağlar Kaymakamlığı ve Güneydoğum Derneği

Tarih: 20 Ekim 2017

Yer: Halk Eğitim Merkezi Salonu, Karabağlar / İzmir

Katılımcılar: Mehmet Sadık TUNÇ, Nihat ERİ, Prof. Dr. Özkan YILDIZ, Alev AKTAŞ, Serap BİLGİN

***

Konuşma başlıkları:

Çocuk, şiddet, sokak, uyuşturucu

Madde kullanım riski ve madde bağımlılığından korunma

Nasıl bağımlı olunur

Güneydoğum Derneği ile İzmir Karabağlar Kaymakamlığının birlikte düzenlediği “Uyuşturucuya Hayır” paneli, 20 Ekim 2017 günü, Karabağlar Halk Eğitim Merkezi Salonunda gerçekleşti.

Büyük şehirlerin madde bağımlılığı ile sınavı da büyüktür. İzmir de büyükşehir olması sebebiyle uyuşturucu konusunda sıkıntılı illerimizden birisidir. Bilhassa Karabağlar ilçesinde önemli oranda uyuşturucu sorunu yaşandığı belirtilip burada bir panel ya da benzeri bir toplantıyı gerçekleştirmemiz istendiğinde ilgisiz kalamazdık. Karabağlar Kaymakamlığı ile görüşmelerimiz sonucunda bu paneli birlikte organize etme ve konunun uzmanlarınca yapılacak bilgilendirmeleri kamuoyu ile paylaşma kararı aldık.

Muhabbeti olmayan, konuşulması istenmeyen, kulağa hoş gelmeyen o kelime, yani uyuşturucu, bugün değil dün de insanlığın baş belası idi. Belki bugün pazarı büyümüştür. İllegal biçimde oluşan pazarlarda masum insanları esir almakta, vicdanı olmayan kişi ve kesimlere kara para sağlamaktadır.

İzmir/Karabağlar panelimizde konuya yakın sosyolog ve psikolog uzmanlar tarafından sunumlar yapıldı, uyuşturucu konusunda tüm bilinen gerçekler izleyiciye aktarılmaya çalışıldı. Salonda rehber öğretmenler, veliler, muhtarlar, sivil toplum temsilcilerinden oluşan oldukça duyarlı bir izleyici kesim vardı. Bu tür etkinliklerle kamuoyunun, anne ve babaların daha çok bilinçlendirilmesi çok önem taşımakla beraber, uyuşturucu konusunu gündemine almak, konuşmak bile istemeyen çevrelerin olduğu da malum. Sorundan kaçarak kurtulmak değil, üzerine giderek kurtulmak mümkündür. Bu mealde panelde konuşmacı olan uzmanların tavsiyeleri şunlar olmuştur:

- Parçalanmış aileler, göçler ve yoksul mahalleler uyuşturucu için potansiyel ortamlardır. Bu ortamların çocukları madde bağımlılığı ile daha kolay tanışmakla beraber zengin aile çocukları arasında da madde bağımlısı olanlar vardır.

- Arzla mücadele sürerken, tedavi merkezleri AMATEM’ler ülkemizde yeterli değildir.

- Madde bağımlısı olan çocuklar çeşitli illegal işler için kullanılmaktadır.

- Mücadeleyi sadece devletten beklemek doğru değildir. Toplumsal mücadele şarttır.

- Madde ile bir kez tanışan kişi bunu hiçbir zaman unutmaz ve beyninde bir takım değişiklikler başlar.

- Bağımlılık engebeli bir yoldur, bunu ailelerin iyi bilmesi gerekir.

- Her bağımlı tedavi için yatışa yönlendirilmemelidir çünkü içeride başka madde kullanan birisiyle tanışabilir.

- Bağımlılık tedavi ile sonlandırılabilir. Önemli olan tedavideki kararlılıktır.

- Ergenlik döneminde gençleri yargılamamak, etiketlememek, düşünceleri direk paylaşmamak, anlattıklarına ilgisiz kalmamak, kutuplaşmış dil kullanmamak, düşüncelerinin yanlış olduğunu söylememek, anlattıklarını küçümsememek, arkadaşlarını beğenmemek ebeveynlerin yapması gerekli detaylardır. Bunlara dikkat etmek de çocuğun maddeye yönelmesini önlemek için başlı başına yeterli duruş değildir.

- Aile ortamı, aile içi huzur, güven duygusu çocuk için çok önemlidir. Ebeveynlerin kendi aralarında yaşadıkları sorun çocuğa yansıyor.

- Maddeye başlamanın ilk nedeni merak ve arkadaş baskısıdır.

- Arkadaşlarıyla görüşmeyi yasaklamak yerine başka iyi şeylere yönlendirmek daha iyi sonuç verebilir. - Mesela ergen çocukla geçirilen kaliteli zamanlar artırılabilir, kurs, hobi kulüplerine yönlendirilebilir, aile içi sağlıklı ilişkilere önem verilebilir.

- Çocuk rehabilite merkezlerinde yeteri kadar sosyal hizmet uzmanı bulundurulmalıdır.

- Doğu ve Güneydoğu’da madde bağımlılığı daha da önemlidir.

- Bu sorun 8-5 mesaisi ile çözülemez, gönüllülük esasına göre mücadele gerekir.

- Okul sistemlerinde bu konuyla mücadelede sıkıntı var. Okul müdürleri bu kişiler defolsun gitsin gibi yaklaşıyorlar, bu yanlıştır.

- Kurum ve kuruluşlara çok iş düşüyor. 300 bağımlıdan 3 yıl içinde 14 kişiyi arındıran belediye kendini başarılı gösteriyor, bu doğru değildir. Bu sorunun topluma ve ülkeye maliyeti çok yüksektir.

- Hükümet bu konuyu Yeşilay’a devretti. Mücadele tüm kurumlarla ve toplumsal düzeyde yapılmalıdır.

- Bu bir aile hastalığıdır. Mücadelenin ailede başlaması ve ailelerin konuyu önemsemesi gerekir. 

3 Kasım 2017

[email protected]