Analiz

Türkiye Tarımı: Rekor Üretim Ama Verimlilik Sınavı

Ülkemiz, tarımsal hasılada dünya devleri arasında yer alıyor. Peki ya verimlilik? Son 20 yılda yaşanan dönüşüm, bir yandan başarı hikayeleri yazarken, diğer yandan ciddi riskleri de beraberinde getiriyor.

Abone Ol

MİDYAT GÜNDEM – Türkiye'nin tarım sektörü, son 20 yılda çarpıcı bir dönüşümden geçti. İstatistikler, toplam tarımsal üretimde önemli artışlar yaşandığını gösterse de, bu durumun ardında yatan karmaşık tablo, tarımın geleceği hakkında önemli soruları gündeme taşıyor. Toprak verimliliğinden, su yönetimine kadar pek çok alanda verilen mücadele, "tarımımız büyüyor mu yoksa küçülüyor mu?" sorusunu akıllara getiriyor.

Hacim Olarak Büyüme: Fındıkta, Kirazda Zirvedeyiz
Türkiye, tarımsal üretim değeri açısından dünyanın en büyük 10 ülkesi arasında yer alıyor. Fındık, incir, kayısı ve kiraz gibi ürünlerin üretiminde dünya liderliğimiz, bu başarının en somut kanıtı. Modern tarım teknolojilerinin, yeni tohum çeşitlerinin ve devlet desteklerinin artmasıyla birlikte, birim alandan alınan verim bazı ürünlerde yükselişe geçti. Hayvansal üretimde de benzer bir yükseliş trendi görülüyor; et, süt ve yumurta üretimi son yıllarda önemli artışlar kaydetti.

Bu artış, çiftçilerimiz ve tüketicilerimiz için olumlu bir tablo çizse de, madalyonun diğer yüzünde daha az konuşulan bir gerçek yatıyor: verimlilik sorunu.

Asıl Sınav: Kaybolan Topraklar ve Verimlilik Açığı
Uzmanlara göre, Türkiye'nin asıl sınavı "verimlilik". Sadece ne kadar ürettiğimiz değil, aynı zamanda birim alandan ne kadar verim aldığımız da büyük önem taşıyor. Sanayileşme ve şehirleşme baskısı altında, son 20 yılda 2,6 milyon hektara yakın tarım arazisi kaybedildi. Tarıma elverişli toprakların bu denli hızlı azalması, kalan araziler üzerindeki üretim baskısını artırıyor.

Bu durum, tarım arazisi verimliliğinde Hollanda gibi yoğun tarım yapan ülkelerin gerisinde kalmamızın en önemli nedenlerinden biri olarak gösteriliyor. Ayrıca çiftçilerimizin yüksek gübre, yakıt ve elektrik maliyetleri ile mücadele etmesi, üretimi ve verimliliği olumsuz etkiliyor.

"Sudan Tarım Anlaşması": Bir Hayal Kırıklığı Hikayesi
Geçmişte tarımsal ürün açığını kapatmak için atılan sıra dışı adımlardan biri olan Sudan'da tarım arazisi kiralama projesi, yaşadığımız sorunların ne kadar köklü olduğunun bir kanıtı niteliğinde. Türkiye'nin Sudan'da büyük bir arazi kiralayarak stratejik ürünler yetiştirme projesi, o ülkedeki siyasi istikrarsızlık ve lojistik sorunlar nedeniyle maalesef amacına ulaşamadı ve askıya alındı. Bu girişim, dışarıdan çözüm aramak yerine, kendi topraklarımızın korunması ve daha verimli kullanılması gerekliliğini bir kez daha ortaya koydu.

Gelecek: Sürdürülebilirlik ve Akılcı Tarım
Sonuç olarak, Türkiye’nin tarım sektörü rekor seviyelerde üretim gerçekleştirse de, geleceği parlak görünmüyor. Azalan tarım arazileri, iklim değişikliğinin getirdiği su stresi ve yüksek maliyetler, sektörün kırılganlığını artırıyor. Bu sorunların üstesinden gelmek için, sadece toplam üretimi artırmaya odaklanmak yerine, topraklarımızı koruyan, suyu akıllıca kullanan ve çiftçimizi destekleyen sürdürülebilir tarım politikalarına acilen ihtiyaç duyulmaktadır. Türkiye’nin tarım geleceği, topraklarına ne kadar sahip çıktığına bağlı olacaktır.