Asil Davranışlar

İnsanlar bir yerde/bir insanda diriliyorsa, canlanıyorsa, o yer/o insan ruh ve hakikat doludur.

Ümitsizlik, karamsarlık, nefret, öfke, dışlama, ötekileştirme, itibarsızlaştırma, kıskançlık, çekememezlik, edepsizlik, fitne, karalama…, vb... hayatta yenilmesi gereken düşmanlardır. Bunlar ve bunların türevi benzer tutumlar yaşam enerjisini bloke eden enzimler gibidir. Düşük frekanslı duygulardır. Hayatı zehirlemektedir.

Söylemenin en iyi biçimi yapmaktır. Çünkü tutarlı, asil ve edepli davranışlarla yaşam daha çok derinleşir. Tutarlı, asil ve edepli davranışların olduğu yerde sevecenlik ve merhametli farkındalığın rüzgarları eser, insanların yüzü güler, solan güller açar, ışık saçar….

Platon, ''Asalet doğuştan değil, davranıştan gelir'' demektedir.

Evrensel üne sahip Süryani edebiyatının ekolu Nusaybinli Aziz Mor Afrem (303-373), ‘‘Büyük biri evinde konakladığında kapın saygınlık kazanıyorsa, her şeyin sahibi (Allah) sende konaklarsa eğer, kapın ne kadar büyüyecektir’’ diye yazmaktadır.

Çağdaş yazar Robin Sharma da, ''Yarını iyileştirmenin tek yolu bugün neyi yanlış yaptığını bilmektir'' demektedir.

Onun için hayatı kolaylaştırma ve iyileştirme için asil davranışlara çok ihtiyaç var.

Başka türlü yanlış anlaşılmaların (veya anlaşılmamaların), olumsuz koşullanmaların etkisi kırılmaz.

Çünkü yanlış anlaşılma veya anlaşılmama insanlar arasında uzaklık yaratır. Mesafe doğurur. Bazen bu mesafe uçurumlara kadar götürür.

Unutulmamalıdır ki, yanlış anlaşılma (veya anlaşılmama) insanlar arasında en kötü mesafedir. Kötülüğün mayalandığı yuvadır.

Asil ve erdemli davranışlar bu mesafeyi yok eder.

Yusuf Beğtaş