Bir Zamanlar “Rehber Kur’an Hedef Turan”dı
Veysi ERKEN
Gençtik.
Ülkümüz vardı.
Ki, hala devam ediyor aynı ülkü bizlerde.
Ama hepimizde değil.
Savruldu hareketin efradı.
Savrulanlarla birlikte bir zamanlar, ülkümüz “İlayı Kelimetullah için nizam-ı alem”di.
Onun için “rehber Kur’an Hedef Turan” diyorduk.
Tabii ki, “Çağrımız İslam’da Dirilişedir” sedası yükseliyordu gönlümüzden gökyüzüne.
İslam’la dirilmeye başlamıştık.
Bayraklaşıyordu “Kanımız Aksa da Zafer İslam’ın” nidaları dillerimizde ve yüreklerimizde.
Olmadı.
Savrulduk.
Kimimiz devam ettirdi ülküsünü “Cenabı Allah’ın birliği, Hz. Peygamberin risaleti dışında tartışılmazımız yoktur” ilkesinde.
Heyhat.
Ülküden ve ilkelerden yeni bir savruluş yaşanıyor.
Güya bir başkana karşı çıkıyorlar.
Hayır dostlar.
Yeni savruluş tam bir müptezelliktir.
İlke ve ülkü ile hiç işi olmayanların sefaletidir bu savruluş.
Birisinin etrafında saf tutturulmaya çalışılıyor müptezelce.
İlke yok.
Ülkü yok.
Gerçeklik ve hakikat yok.
Makam ve mevki diyeceğim.
Bu kadar pespayelik için mi savruluş.
Site ve gazetelerine bakınız bu müptezelleri anlarsınız.
Savruldukları alanı keşfedersiniz.
Taze(!) duruşları(!) hiç de yerli değil.
Çakı gibi emir eri olmuşlardır.
Efendilerinin emriyle duruş(!) sergiliyorlar.
“Kamet ve İstikamet” ortadan kalkmış.
Ülkenin hayrına olabilecek her şeye karşı bir duruş.
Gün gelecek dostlar hakikatin üstüne örtülmek istenen perdeler yırtılacak ve müptezellikler anlaşılacak.
Eyvah ve heyhat dememek için.
Dün beraber olduklarımıza hitabımdır.
İlke ve ülkünüzü hatırlayınız.
Mankurtlaşmayınız.
Bilesiniz ki, “adem tövbe ettiği için insanlaştı, iblis hatasında ısrar ettiği için şeytanlaştı”.
Haşhaşi şeytanlarından cenabı Allah’a sığınınız, başka bir melce olmadığını biliniz ve dahi “rehber Kur’an hedef Turan” ilkesini yaşayarak ihyaya katılınız.
Selam ve Sabırla…
