Dürüstlüğün, doğruluğun ve diğerkâmlığın uğruna bedel ödersin... Kırılır, incinirsin...Ama, asla yalnız değilsin...
Önünü arkasını düşünmeden gitmen gerek bazen.... Hesapsız ve apansız...Öyle Usulca...Gitmek gerek ...
Yaşam boyunca, bütün sıkıntıların, kaygıların ve pişmanlıkların temelinde 'hayır' diyememek yatar...
Yeşili yok eden, maviyi kirleten kalplere de, birgün düşer mi Cemre?!... İnsanoğlunun yüreğine?!..
İnsanı ve ahlâki duruş, ateşin düştüğü yerde olabilmektir...Maddi, manevi veya kalbi olarak paylaşmaktır acıyı...
Sarı Yıldız Meyvesinin tohumundan Çerimoya Meyvesi elde edemezsiniz.. Ne Ekerseniz onu biçersiniz!...
Bir deprem ülkesi olduğumuz gerçeğini artık kabul edip, buna uygun yaşam alanları inşa etmeli ve bu gerçeğe uygun yaşam tarzını benimsemeliyiz...
Sabahın ilk ışıklarıyla başlayan ve gecenin bir yarısı sona eren koşuşturmalar, bitkjn ve tükenen yürekler... Sessiz Çığlıklara dönüşen yaşamlar...
Ne afetler, ne de yoksulluk umurlarında.. Sığındıkları klişe yalanlarla, akbabalar gibi çöküyor insanların üstüne Fırsatçılar!..
Fikirsel değil fiziksel bir açıklığın Çağdaşlık ve Özgürlük olarak sunulması ve bu minvalde yetişen gençliğin yaş aralığı ve çokluğu çok üzücü...