Fikirsel değil fiziksel bir açıklığın Çağdaşlık ve Özgürlük olarak sunulması ve bu minvalde yetişen gençliğin yaş aralığı ve çokluğu çok üzücü...

Çağdaşlık da, Özgürlük de Bu Değil!..

Özgürlük, fikri bir temele dayandı mı o kadar lezzetli ve o kadar kıymetlidir ki, insanın en ulvi kazanımlarının başında gelir...

Önce zihinde ve yürekte inşa edilir ve fiziksel, sosyal hayatımıza sirayet eder, yön verir...

O zaman işte tadına doyulmaz hale alır..

Zira, fikri bir altyapıya sahiptir ve özgüven, hoşgörü eşliğinde yol alır...

Özgürlük adı altında cehalet gösterisine dönüşmez...

Hangi fikir olursa olsun önce zihinde şekillendirilip güçlendirildiği vakit ortaya konması daha bir güvenli, çok daha cesurca ve savunulabilir durumdadır...

Aksi taktirde gerçek anlamda bir inanç özgürlüğünün olmadığı yerde dışarıya yansıyan şey, ucube bir görüntüden başka birşey değildir...

Özgürlük içselleştirilmediğinde, fikri altyapısı oturmamış ama dışarıya özgürlük adı altında sunulan defolu bir görünüş dökülür orta yere...

Hiç unutmuyorum üniversite yıllarında, bazı arkadaşlar sorumluluklarını unutup eğlenceye öyle bir dalıyor, öyle bir giyim tarzına bürünüyor ve öyle pahalı yaşıyorlardı ki, buna özgürlüğün tadını çıkarmak diyorlardı...

O kadar açık ama estetikten uzak bir şekilde giyiniyorlardı ve buna da çağdaş giyim diyorlardı...

Oysa açık giyinmenin de bir adabı ve estetiği vardı, eğreti duruyordu herşey ve arkadaşlar bu ucube açıklığı fikri açıklığa tercih ediyorlardı...

Cahil cüreti, fikirsel donanıma üstün geliyordu...

Okumadan, dinlemeden hakaret ediyorlar ve buna fikir özgürlüğü diyorlardı...

Yıllar yıllar geçti ama aynı yerde duruyor, bir arpa boyu yol alamadığımızı dehşetle görüyoruz...Üstelik bu defolu zihniyet yaşı, üniversite yaşlarından lise çağlarına düşüvermiş...

Şimdi bir eğitimci olarak aynı manzaralara üstelik daha sıklıkla şahit olmaktan ve daha küçük yaşlarda bu ucube yaşam tarzını gözlemlemekten ve bunu çağdaş ve özgür gençlik diye ortaya koymalarından derin bir hicap ve üzüntü duyuyorum...

Okumaktan uzak, çantalarında kitap yerine makyaj malzemesi, kalem yerine sigara ve uyuşturucu taşıyan, tesbih sallayan, kesici alet taşıyan, zihnini açmak yerine orasını burası açan dinlemek yerine sürekli konuşan, fikirsel tartışma yerine kavgaya tutuşan ve tüm bunlara çağdaşlık, özgürlük diyen bir ucube gençlik!...

Bu kadar önemli bir kavramın içini boşaltmak ve yerlerde yerlere düşürmek!...

Dahası, bunun ötesini görememek ve nereye gidiyoruzu bilememek!...

Ahmet Timur