Muhsin Yazıcıoğlu’nu Rahmetle Yâd Ederken: Dik Durmak

Veysi ERKEN

Tam on yıl geçti cinayetin üzerinden.

Faili meşhur bir cinayettir.

Rahmetle yâd ediyoruz usve-i fityanı.

Cenabı Allah’ın rahmet ve merhameti başkanı kuşatmıştır inşallah. Darısı bizlere.

Muhsin başkan Hz. Peygamberin izini takip etmeye çalıştığı için gençlere örneklik etmiştir.

Onun için on yıl geçtiği halde her gün Fatihalarla, yasinler yâd ediliyor.

Hakkında en çok kitap yazılan siyasi başkan.

On yıl geçti. Her yıl yazmaktansa onun duruşunu günümüzün siyasilerine ve seçmene anlatmak gerekir.

Muhsin başkan ve gerçek anlamdaki yol arkadaşları asla ülkeyi, insanımızı ve memleketimizi satmadılar. Satıcılara karşı dik durdular.

İbret olsun diye birkaç misalle anlatmak gerekir. Öncelikle bu duruşu izah bir yazımın sadece birkaç kelimesini değiştirerek bu yıl dönümünde sizlere sunayım. Umarım ki, her şeyimizi satmaya ve yok etmeye çalışan haşhaşileşmiş kesimin yanında yer almazsınız.

“Türkiye’yi çökertmek isteyen küresel haydutların 28 Şubat ve benzer düzenlerini ve soygunlarını devam ettirmek için harekete geçtiklerini, gezi parkındaki ağaçları bahane ederek her tarafı yakıp yıktıklarını, büyük tahribat ve ziyana sebep olduklarını hepimiz biliyoruz.

Bu tahribata yol açanların bir kısmının iktidar partisi ve cemaatlerdeki piyonlar olduğu aşikârdır. Özellikle içteki piyonlar ve kanaat çobanları iktidar partisini fena yanıltmaktadır.

Mevcut iktidarın son icraatları ve özellikle çıkardıkları kanunlar halkın refah, huzur ve mutluluğunu bozacak ve sıkıntılarını arttıracak niteliktedir.

Küresel haydutlar içteki piyon ve “kanaat Çobanları”nın ( fetö ve bununla hareket eden bütün örgüt ve partiler) oluşturdukları sıkıntıları kullanmasını iyi biliyorlar.

Temennimiz Sayın cumhurbaşkanının etrafındaki piyonların oyunlarını bozup halkın aleyhine çıkarılan kanunları meclis yoluyla iptal ettirmesi ve dik durmasıdır.

Bilindiği üzere son dönemde “dik dur eğilme bu millet seninle” ifadesi sıkça dillendirilmektedir.

Evet dik durmak gerekir.

Biz şuna iman ediyoruz. İlayı kelimetullah davasının davacıları nizam-ı âlem için hep dik durmuşlardır ve bundan sonra da dik duracaklardır. 12 Eylül, 28 Şubat ve 27 Nisan darbecileri hep Muhsin Yazıcıoğlunun şahsında Nizam-ı âlem davasının davacılarından çekinmişlerdir. (15 Temmuz darbecileri de bu duruşu beklemiyorlardı)

Bunu Sayın Cumhurbaşkanı iyi biliyor.

Dik durma ile ilgili Muhsin Yazıcıoğlundan misal verelim:"Belçika Büyükelçisi, Bosna, ABD İstanbul Konsolosu bir yemekte konuşurken, Bosna Konsolosu bir hanımefendi, kendisiyle Bosna Savaşı'nda tanışmıştık, o bana aktardı. 'Seninle olan tanışıklığımızı bilmedikleri için Belçika Büyükelçisi dedi ki ABD konsolosuna; 'bu BBP’ ye çok dikkat edin' diyor. Ben de konu açılsın diye; 'BBP'nin Meclis'te milletvekili bile yoktur ona niye dikkat edilsin' dedim. Belçika Büyükelçisi de 'şu an küçük ama bir kere tutturursa çok süratle büyüyecek bir tabana sahip, eğer bir kere gelirse de kolay kolay gitmez. Muhsin Yazıcıoğlu ilkelerinde çok katı duran bir siyasetçi' ifadesini kullanıyor. Açıkça elçi 'biz onu yönetemeyiz' diyor. Evet! Yönetemezler doğru, ne demiş oluyor? Biz onu satın alamayız. Doğru. Benim partime 4 tane bakanlık verildiği zaman da satın alamadılar."

"Ben çocukluğumdan beri bir şeye söz verdim. Arkasını önünü görmediğim, bilmediğim hiçbir güce yaslanmayacağım. O emperyalist devletlerin, güçlerin hiçbir zaman uşağı olmayacağım. Onlar beni yönetmeyecekler. Onlar beni yönlendirmeyecekler, ben Anadolu insanıyla bunu yapacağım dedim. Bunları biz çözeceğiz, biz aşacağız dedim. Eğer mandacılığı kabul etseydi Atatürk, çok daha kolay belki devlet başkanı olurdu. Ama o zamankiler de manda ve himaye dediğimiz başka bir devlete yaslanarak iktidar olma yolunu seçmediler. O yoklukta çarıkları yoktu, o yoklukta milli bir mücadele verdi ve başardılar.

UYUYAN BİR ASLAN

Arkadaşlar bana çok gelip, beni denediler. Amerikan elçiliğinden de suyolu ettiler bizim partimizi. Birçokları geldi gitti. Hatta 1995'te yayınlanan Amerikalıların bir araştırma raporu var. Raporda benim için 'uyuyan bir aslan, bir gün uyanırsa' ifadeleri geçiyor. Tüm hesapları onu göre yapıyorlar. Bu uyuyan aslan ayağa kalkarsa kim korkar? Anadolu insanı korkar mı? Açıkça 'engelleyin' diyorlar."

Aynı dik duruşun göstergesi şehit oluşundan yedi gün önce 19 Mart 2009 günü BBP Karaman Seçim Bürosu’nda yaptığı konuşmada merhum Muhsin Yazıcıoğlu şöyle sesleniyordu:

“Şimdi bakın yoldan geldik, yola gideceğiz. Hiç birimizin garantisi yok. Şurada ayakta duranın da, oturanın da garantisi yok. Yani, ruh bir saniyeliktir. Küf dedi mi gitti. Bunun da nerede geleceği, nasıl geleceği, ne şekilde yakalayacağı belli değil. Bir saniyenize bile hâkim değilsiniz.

Bir saniyesine bile hâkim olamadığınız, hükmedemediğiniz bir hayat için, bir dünya için, bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur. Düz yaşayacağız, düz duracağız, düz yürüyeceğiz.

Dik duracağız, doğru gideceğiz. Allah’ın izniyle hayatım boyunca hep böyle gittim. Allah’ın izniyle, olsak da milletle olacağız. Olmasak da, milletle olmayacağız. Yarın ahirette Allah, bize ‘Niye iktidar olmadın’ diye sormayacak. Sorsa da ‘Vermediniz’ diyeceğiz. ( Konuşmayı dinlemek için http://www.youtube.com/watch?v=Hzc5Ch-M9TY ) ” diyordu.

Sayın Cumhurbaşkanına sesleniyoruz.

Evet dik durursan millet seninle.

Hepimiz seninle, Devlet Bahçeli ile olacağız.

Çünkü bizle cenabı Allah’ın rızasını kazanmak için dik duran ve gayret edenleriz.

Dünyalıkta gözümüz yoktur.

Dik durmak için küresel haydutların uşağı, piyonu ve kölesi olan 15 Temmuz darbecileriyle işbirliği halinde olan yakın çevrenizin ve bütün etrafınızın temizlenmesi şart.” 01.07.2013

Rahmetle anıyoruz sonsuzluğun sahibinin rahmet ve merhametine kavuşan dik duran adam.

Selam ve Sabırla...