Özdeyişler ve Veciz Sözler

Süryanice denilir ki; ''Lo Tehze Funoko dlo Dunoko''.

''Bedel ödemeden -yorulmadan- rahatlama bulamazsın.''

Arapçada bir söz var: Denilir ki, ‘‘Kul şi min sok, mhabbe min fok.’’

''Herşey çarşıdan, ama sevgi yukardandır.'’

Kürtçe denilir ki, ‘‘Nangi zede bide nanpiji (tannurvan) jboye nane ta taze derbikefi.‘‘

''Ekmeğinin daha güzel pişmesi/çıkması için tandırcıya fazladan bir ekmek ver.''

Onun için ben de diyorum ki:

Özdeyiş veya vecizeler, çeşitli konulardaki düşünceleri, kesinlikle bilinmesi gereken kuralları, anlamları özce anlatan, sloganlar gibidir. Derin sosyolojik bakışa sahiptirler. Çağrışımları farkındalığı geliştiren filozofik anlamlar içerir.

Yüzyılların mantıksal süzgeçlerinden geçerek günümüze gelen, ortak yaşamın tecrübelerini harmanlayan ve insani bir sentezle günümüze taşıyan Bethnahrin (Mezopotamya) coğrafyası, sanatsal-kültürel yaratıcılığın yanısıra zengin özdeyişleriyle ünlüdür. Coğrafyamızın özlü sözleri çok hünerlidir.

Eskilerin-büyüklerin sözleri-deyişleri, beni var eder ve eğitir. Heyecan vermekle kalmaz, daima ufuk açar, yol gösterir. Onun için KELAMİKİBAR’ları özümsemenin ve yaşatmanın gerekliliğine inanırım. Bilinçlenmek için bu çok önemlidir.

Kelamikibarlardan süzülen derin sosyolojik anlamlara göre, insan, olumsuz koşullanmaların ve önyargıların girdabına sıkışıp kalmış hezeyanların etkisinde kalınca, şahsi düşüncelerin labirentlerinde kör yarasalar gibi ölüm dalışları yapmaktan kendini alıkoyamamaktadır. Hırslarına ve ihtiraslarına yenik düşmektedir.

Onun için özgünlük, bir başkasının özgünlüğüne katkı sunmakla; özgürlük ise, bir başkasının özgürlüğüne hizmet etmekle başlar. Demokratik kültürde olmayan tek özgürlük, fanatik olma özgürlüğüdür. Fanatizm özgünlüğün, özgürlüklerin, empatinin, vicdanın, şefkatin, vefanın, merhametin düşmanıdır. Özellikle bütün insani değerleri bloke eden bir enzimdir. Bir bilgenin, fanatizmi "insanlığın çocukluk hastalığı" olarak tarif etmesinin nedeni belki de budur.

Sosyal olgunluk ve demokratik kültür için hakaret etmeden, toplumsal algılamaya katkı sunulmalıdır. Karalama ve iftira yapmadan düşüncenin zenginleşmesine hizmet edilmelidir.

Modern dünyanın özgün düşünürlerinden ve ünlü yazarlarından biri olan Franz Kafka (1883-1924) bir sözünde şöyle demektedir:

‘‘İnsanın belli başlı iki günahı vardır. Öbürleri bunlardan çıkar: Sabırsızlık ve tembellik. Sabırsız oldukları için Cennet’ten kovuldular, tembellikten geri dönemiyorlar.’’

Yusuf Beğtaş