Müptezel gayrı Müslimlere sormuyorum bile onlar vazifelerini yapıyor. Müptezelleşmişlere ise diyorum ve soruyorum.
Hırsızları Savunan Güruhun Savunması
Veysi ERKEN Dr.
İslam’la hiç ilgisi olmayan veya dönüşerek onlardan olanların tipik savunma mekanizmaları geliştirdiklerini biliyor ve görüyoruz.
Yıllar öncesine gitmeye gerek yok.
İstanbul ve Ankara Belediye başkanları ile ilgili yapılan soruşturmaların neticesinde açılan davalar ve istenilen soruşturma izinleri karşısındaki müptezellerin savunma mekanizmalarını bilmek yeterlidir.
Evet.
Müptezellerin savunmaları şudur.
Melih Gökçek ile ilgili soruşturma izni verilmedi, şimdiki başkan için talep ediliyor.
Müptezel gayrı Müslimlere sormuyorum bile onlar vazifelerini yapıyor. Müptezelleşmişlere ise diyorum ve soruyorum.
Varsayalım ki Melih Gökçek hata yaptı, günah işledi, kamu mallarını çarçur etti.
Mansur’un veya bir başkasının kamu mallarını çarçur etmesini haklı çıkarır mı? Meşru hale getirir mi?
Konserler, heykeller ve benzer işlerde dönen dolapları, akıtılan imkânları, paraları aklar mı?
Allah’ın suyu parayla satılır mı deyip suya yüzde binlerden fazla zam yapmayı meşru kılar mı?
Para kulelerinin inşa edilmesini meşru kılar mı?
Maalesef İslam’dan koparak müptezelleşmişler böyle bir savunma mekanizması geliştirmiş ve ahlaksızlaşarak haksızlığı, hırsızlığı, edepsizliği, tecavüzü, rüşveti savunur ademlere, şeytanlara dönüşmüşlerdir.
Kısaca İslami terbiyeden mahrum nesiller arttıkça hırsızları, rüşvetçileri, arsızları, edepsizleri, fahşayı savunan ve yaşayanların sayısı artmaktadır.
Maalesef zihinleri işgal edilmiş, dönüştürülmüşlerin sayısı artmış ve bu güruh her türlü ahlaksızlığı, hırsızlığı, tecavüzü, rüşveti savunur hale gelmiştir.
Tabii ki bu artışta iyi bilinenlerin yanlış uygulamaları ve yaklaşımları da önemli rol oynamaktadır.
Eba Müslim Horasanı “Onlar, zarar vermeyeceklerinden emin oldukları için dostlarını kendilerinden uzak tuttular. Kendilerine bağlamak ve kazanmak içinde düşmanlarını yakınlaştırdılar. Yakınlaştırılan düşman dost olmadı. Ama uzaklaştırılan dost düşman oldu. Herkes düşman safında birleşince yıkılmaları mukadder oldu” tespitinde bulunmuştu asırlar önce.
Bu tespit doğrudur.
Bunun en tipik misali günümüzün hırsızlarını savunan güruha dönüşenlerdir.
İktidar mensupları kendilerini iktidara taşıyan kitleleri, İslami hassasiyetleri ve yaşayışları, az gelirli olanları terk edip, kapitalistleri, yabancı sermayedarları, Türkiye’yi sömürenleri, ahlaksız sanatçıları(!) kazanacağım diye onlara yöneldi.
Bunun sonucunda iktidarı terk eden kitle hırsızlara, rüşvetçilere, ahlaksızlara, fuhşiyatı savunanlara, İslam düşmanlarına yönelmeye konsercileri, heykelcileri, halka hizmeti olmayanları savunmaya başladı.
Maalesef bu yöneliş kalıcı olmaya başladı.
Son maaş artış teklifleri, yüzdelik tekliflerle milletin gelirlerinde YÜZ DELİK daha açma çabaları, emeklilerin seyyanen zamdan mahrum edilmeleri dostların terkinin belirgin olduğunu göstermektedir.
Unutulmamalıdır ki, “fiiller tekrar edile edile alışkanlıklara, alışkanlıklar tekrar edile edile huylara dönüşür ve can çıkar huy çıkmaz misali kalıcı olur.”
Konser, heykel ve başka adlarla kamu imkânlarını heba edenleri savunanların durumu ve savunmaları mekanizmaları bunun göstergesidir.
İktidar sahipleri bu durumu görüp tedbir almazsa hırsızları, soyguncuları, rüşvetçileri savunan grup çoğalacak ve ülkemizin yıkılmasına yol açacaktır.
Ayette belirtilir.
Bir topluluk kendindeki güzel vasıfları değiştirip kötülüğe dönüşmedikçe nimet kesilmez.
Müptezelleşenler yüzünden nimet kesiliyor maalesef.
Selam ve Sabırla… 13.10.2025