Mezapotamya’nın Kadim Halkı
Asur/Süryani/Kildani’nin Göçü ...
Gabriyel Beth-Kathe
Şurayt’tan 1 aktaran
Jan Beṯ-Şawoce 2

1. Bölüm

Dicle ve Fırat arası toprakları yani Mezopotamya, yeryüzünün en verimli yerlerinden
biri ve insan için yerleşik yaşama geçişin ilk yurdu sayılır.
Kuşkusuz burda tarih, astronomi, astroloji, kültür, sanat, tarım, zanaat ve dinsel inanç
bilimlerinin yeşerip boy attığı bir uygarlık alanı olduğu akla ilk gelen olmakta aynı
zamanda.
Yerleşim merkezleri olan köyler, kasabalar, kentler bu coğrafyada kurulmuş ve
burdan yeryüzüne yayıldığına inanılmaktadır.
Yerleşik yaşama geçen topluluklardan biri Asurlar/Süryaniler olmakta. Süryaniler, bu
kutsal toprakların sadece ilk topluluklarından değil, onlar aynı zamanda düşünür,
bilimci, bilgin, uzman, yazar, çizer, çevirmen, eğitmen,... idi.

***

Nsibin ya da Nusaybin kentinde bulunan Mor Yakub Manastırı’nda yapılan arkeolojik
kazı sonucu, dünyanın ilk üniversitesi olan Nsibin Akademisi, ortaya çıkarıldı.
Yine Antakya, Şam, Ḫarran, Urhoy, Diyarbekir, Mardin, Ninova,... gibi daha nice
merkezde bilim, kültür, sanat kurumunu inşa eden ve kuran Süryaniler, uygarlığa
küçümsenmiyecek derecede bir katkı sunmuşlardır.
***

Qadim olan bu halk, İS birlikte yaşadığı halklarla daima barış ve uyum içinde bir
yaşamı benimsemiş. Bu yolda da bilimsel ürünler üretmiş. Bunların başında gelen de
İsa’dan sonra geliştirdikleri Kristolojik inanç ve felsefe olmuş.
Önce Bizans ve Pers daha sonra Arap halifeleri, Emevi, Abbasi,... gibi yönetimlerin
Selçukluların, Osmanlıların, Moğolların ve ulus devletlerin zulmüne uğramış, işkence
görmüş, kıyılmış ve toprağından zorla sökülmüş.
***

Göçertme ya da sürülme ...
Çağdaş tarihimizin başlangıcı diye tanımladığımız 1800’ler, kitlesel sürülmelere
sahne olmuş. Burda osmanlı ordusu, Kürt Mirleri,... defalarca kıyımlar
gerçekleştirmiş.

1 Surayt okunur.
2 Bu çalışma çağdaş Süryanice’den (Şurayt’tan) önce çevrildi, daha sonra çevirmenin kattığı tarihsel bilgilerle
zenginleştirildi.

2

1860’ta Beyrut ve Şam’da Osmanlı eliyle yapılan kıyımlar başta Güney ve Kuzey
Amerika, Avustralya ve Avrupa’ya ulaşma yolunu açmış. Bu hala devam ediyor.
Qadim bu halk, onun bilindik son vahşiyane Soykırımı, Sayfo 1915’te bitme noktasına
getiriliyor. Coğrafyası el değiştiriyor.
Bu sıra Ayn-Wardo, Beth-Zabday ya da Hazax, Ḫaẖ, Sare-Sorino,... gibi köylerde
yapılan örgütlü direnme ve savunma nedeniyle, bir bölüm canını kurtarabilmiş.
Sayfo’ya devletin yanında kıyıma katılmış bir sürü Kürt, Zaza, Arap, Muẖallemi,
Çerkez, Türkmen, Azeri,... aşiret ve grubu var.
Buna karşın Sayfo’ya katılmamışı da var. Bunların bir bölümü Sayfo’da insan
kurtarması nedeniyle yaşamını yitiriyor.
Bilindik Süryani tarihinde, devletle hiç bir zaman politik sorun yaşanmamış, komşu ile
barış ve kardeşlik yaşamı dışında bir yol izlenmemiş olunmasına rağmen, Sayfo
yapılmış. Ve onun fiziki ve pisikolojik izleri, hala coğrafyanın her yanında kendini
canlı koruyor olması, konu ile ilgili olan terminilojisi kuşaktan kuşağa hep aktarıldı.