Mezopotamya denilince akla ilk gelen yerleşim yerlerinin en önemlilerinden biri olan Midyat; Sümer, Hurri, Subarri, Asur, Urartu, İskit, Arami, Med, Pers, Makedon, Seleukos, Part, Roma/Bizans, Sasani, Abbasi, Mervani, Selçuklu, Artuklu, Eyyubî, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Safevi ve Osmanlı gibi birçok önemli uygarlığa ev sahipliği yapmıştır.

Asur İmparatorluğu’ndan günümüze kadar kesintisiz bir yerleşime sahip, mağara yaşamından kent yaşamına geçişin aşama aşama görüldüğü benzersiz dokusu ile insanları karşılayan kadim Midyat; Asur İmparatorluğu döneminde Mağaralar Kenti anlamına geldiği rivayet edilen Matiate olarak bilinmekteydi.

Matiate isminin Aramicede vatanım anlamına geldiği de belirtilmektedir. Matiate ismi ilk olarak MÖ 883-859 yıllarına tarihlendirilen Asur kayıtlarında, Asur imparatorlarından II.Assurnasirpal (Aššur-nāṣir-apli)’e atfedilen: ‘‘Matiate'yi ve köylerini buyruğum altına soktum, bol ganimet elde edip onları yüklü haraca ve vergiye bağladım.’’ cümlesinde geçmektedir.

II.Assurnasirpal’in oğlu III.Shalmanesser (Šulmānu-ašarēdu) zamanında (MÖ 858-824) ise Midyat Matiatu olarak bilinmekteydi. Asur yazıtlarında geçen bu önemli bilgiler, Midyat’ın tarihini çok daha eskiye dayandırmaktadır. İlk Hıristiyanların da bu bölgede yaşadıkları ve manastır hayatının, Midyat’ı da içine alan Mezopotamya (iki nehir arasındaki bölge) topraklarında doğduğu kabul edilmektedir.

İslamiyet’i yaymak için hızla ilerleyen İslam orduları 7. yüzyılda bölgeyi fethetmiş ve İslamiyet, kısa zamanda Mezopotamya’dan tüm Anadolu’ya yayılmıştır. Yukarı Mezopotamya (Kuzey Mezopotamya)’nın bir parçası olan Midyat’ın da içerisinde bulunduğu bölgeye; Asurlular Kaşyari (Kasijeri), Romalılar Masius (Mons) adını vermiştir.

MS 6-7. yüzyıldan itibaren; batıda Mardin, kuzeyde Hasankeyf, doğuda Cizre ve güneyde Nusaybin sınırları içinde kalan bölge Tur Abdin (ibadet edenlerin dağı) olarak adlandırılmıştır. 1478 yılından itibaren metropolitlik olan Midyat, Tur Abdin Bölgesi’nin merkezi konumundadır. Bu bölge günümüzde Mardin Eşiği olarak da bilinmektedir. Estel ve Midyat olarak adlandırılmış iki kesimden oluşan ilçe merkezi ve çevresinde, geçmişte olduğu gibi günümüzde de Müslüman, Hıristiyan, Yezidi (Ezîdî) gibi farklı inanç ve dinlere mensup insanlar bir arada yaşamakta; Türkçe, Arapça, Süryanice ve Kürtçe konuşulmaktadır.

Medeniyetler şehri olarak bilinen Midyat’ın adının Farsça, Arapça ve Süryaniceden doğduğu ve ayna anlamına geldiği yönündeki bazı bilgilere de rastlanmaktadır. Dinler ve diller şehri Midyat’ın merkezinde ve çevresinde farklı dönemlerde inşa edilmiş ve çeşitli işlevlerde kullanılan çok sayıda yapı ile karşılaşmak mümkündür.

İhtiyaca binaen inşa edilmiş ancak farklı bir mimari üslup meydana getirme çabalarının da görmezden gelinemeyeceği özelliklere sahip bu eserler, araştırılmaya ve görülmeye değerdir. İşte bu minvaldeki bir sonraki yazımız, Midyat’ın eşsiz mimari eserleri hakkında olacaktır.

Sağlıcakla kalın.