Üç aylar ne zaman? 3 ayların başlangıcı!

Üç aylar başladı mı, 3 ayların başlangıcı ne zaman? soruları Müslümanlar tarafından merak konusu oluyor.

3 ayların başlangıcının merak konusu olma sebebi ise içerisinden kandil gecelerinin bulunmasıdır. Ayrıca Ramazana hazırlık yapılması noktasından da önem taşımaktadır. Peki üç aylar ne zaman başlıyor? Recep ayı ve Şaban ayı ne zaman? İşte ayrıntılar....

2018 şartından biri olan Ramazan orucu da bu mübarek 3 ayların içinde yer alıyor. Hakkında ayet ve hadislerin bulunduğu bu üç aylar Müslümanlar için büyük manevi bir değere sahip. Yapılan ibadetlerin sevabının daha çok olduğu günlerin yer aldığı bu aylarda bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi'de bulunuyor. Rece ayı ile başlayan, Ramazan ayı orucuyla devam eden ve Ramazan bayramıyla son bulan 3 ayların başlama tarihlerini haberimizde sizlerle paylaştık. Üç aylar; Recep, Şaban ve Ramazan aylarıdır. Bu aylar bazı hadislerde dikkat çekilmiştir.

3 AYLAR NE ZAMAN BAŞLIYOR?

3 ayların gelmesiyle yüreklerinde farklı bir coşku oluşan Müslümanlar, 2018 yılına yaklaşmamız ile birlikte 3 ayların ne zaman başlayacağı sorusuna yanıt aramaya başladı. 2018 yılında 3 aylar 19 Mart 2018 tarihinde Receb ayı ile birlikte başlayacak. 22 Mart 2018 tarihinde Regaib Kandili idrak edilecek. 13 Nisan 2018 tarihinde ise Miraç Kandili karşılanacak.

17 Nisan 2018 tarihinde Şaban ayı başlayacak ve 30 Nisan 2018 tarihinde Berat Kandili idrak edilecek. 11 ayın sultanı olarak bilinen Ramazan ayı ise 16 Mayıs 2018 tarihinde idrak edilmeye başlanacak. Kadir Gecesi ise 10 Haziran 2018 tarihine denk gelmektedir. Ramazan ayının ardından Ramazan Bayramı ise 15 Haziran'da kutlanmaya başlanacak ve 17 Haziran 2018'de bayram son bulacak.

Ramazan ne zaman? 2018 Oruç ne zaman başlıyor?

2018 Ramazan ne zaman? İlk oruç ne zaman başlayacak? 2018 Dini günler takvimini sizlerle paylaşıyoruz. Diyanet'in belirlediği takvimden edinilen 3 ayların ve Ramazan'ın başlangıç tarihi hakkındaki detayları haberimizden görebilirsiniz. Tüm İslam dünyasının yıl içerisinde en değer verdiği aylar olan 3 aylar için geri sayım başladı. Bu yılki Dini takvime göre üç aylar 19 Mart 2018'da başlayacak. Ramazan'ın 1. günü ise 16 Mayıs 2018'e denk geliyor. İlk oruç için sabırsızlıkla bekleyenler haberimizden dini takvimi görebilir ve detaylı bilgileri inceleyebilirler. İşte detaylar.Ramazan iftar vakti için tıklayınızRamazan sahur saati için tıklayınızRamazan imsakiyesi vakitleri için tıklayınızÜç Aylar'ın BaşlangıcıÜç Aylar; birbiri ardına açılan rahmet ve mağfiret kapıları olan Recep, Şaban ve Ramazan ayını içinde barındıran, Regâib kandiliyle başlayan, Miraç ve Berat'le devam eden, bin aydan daha hayırlı Kadir gecesiyle zirveye ulaşan, Ramazan bayramıyla da maddî ve manevî alanda “Bayram"a dönüşen manevi yükseliş ve bağışlanma aylarıdır.Bu mübarek ayların manevi değerine Hz. Peygamber işaret etmiş ve şöyle buyurmuşlardır:“Recep Allah"ın ayı, şaban benim ayım, ramazan da ümmetimin ayıdır." (Aclûnî, Keşfu'l-Hafâ, I, 423, Hadis No: 1358)“Ey Allah'ım! Recep ve şabanı bize mübarek kıl, bizi ramazana kavuştur." (Ahmet b. Hanbel, Müsned, I, 259) “Allah'ım! Bizleri Regâible Sana rağbet eden, Miraç ile yücelen, Berat ile kurtuluşa eren, Kadrini idrak ederek Ramazanın sonunda cenneti hak eden kullarından eyle!"2018

Ramazan ayı orucu ile ilgili ayet ve hadisler:شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِّنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ فَمَن شَهِدَ مِنكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ وَمَن كَانَ مَرِيضًا أَوْ عَلَى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِّنْ أَيَّامٍ أُخَرَ يُرِيدُ اللّهُ بِكُمُ الْيُسْرَ وَلاَ يُرِيدُ بِكُمُ الْعُسْرَ وَلِتُكْمِلُواْ الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُواْ اللّهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ“(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur'an'ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah'ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir." (Bakara-185).التَّائِبُونَ الْعَابِدُونَ الْحَامِدُونَ السَّائِحُونَ الرَّاكِعُونَ السَّاجِدونَ الآمِرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَالنَّاهُونَ عَنِ الْمُنكَرِ وَالْحَافِظُونَ لِحُدُودِ اللّهِ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِنِينَBunlar, tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar , rükû' ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah'ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü'minleri müjdele. (Tevbe 112)أُحِلَّ لَكُمْ لَيْلَةَ الصِّيَامِ الرَّفَثُ إِلَى نِسَآئِكُمْ هُنَّ لِبَاسٌ لَّكُمْ وَأَنتُمْ لِبَاسٌ لَّهُنَّ عَلِمَ اللّهُ أَنَّكُمْ كُنتُمْ تَخْتانُونَ أَنفُسَكُمْ فَتَابَ عَلَيْكُمْ وَعَفَا عَنكُمْ فَالآنَ بَاشِرُوهُنَّ وَابْتَغُواْ مَا كَتَبَ اللّهُ لَكُمْ وَكُلُواْ وَاشْرَبُواْ حَتَّى يَتَبَيَّنَ لَكُمُ الْخَيْطُ الأَبْيَضُ مِنَ الْخَيْطِ الأَسْوَدِ مِنَ الْفَجْرِ ثُمَّ أَتِمُّواْ الصِّيَامَ إِلَى الَّليْلِ وَلاَ تُبَاشِرُوهُنَّ وَأَنتُمْ عَاكِفُونَ فِي الْمَسَاجِدِ تِلْكَ حُدُودُ اللّهِ فَلاَ تَقْرَبُوهَا كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللّهُ آيَاتِهِ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَOruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar, size örtüdürler, siz de onlara örtüsünüz. Allah, (Ramazan gecelerinde hanımlarınıza yaklaşarak) kendinize zulmetmekte olduğunuzu bildi de tövbenizi kabul edip sizi affetti. Artık eşlerinize yaklaşın ve Allah'ın sizin için yazıp takdir etmiş olduğu şeyi arayın. Şafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye (tan yeri ağarıncaya) kadar yiyin, için. Sonra da akşama kadar orucu tam tutun. Bununla birlikte siz mescitlerde itikâfta iken eşlerinize yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın koyduğu sınırlardır. Bu sınırlara yaklaşmayın. Allah, kendine karşı gelmekten sakınsınlar diye, âyetlerini insanlara böylece açıklar. (Bakara - 187)Üç Aylar ve Regâip Kandili Dinî hayatımızda "Üç Aylar'' olarak bilinen feyizli ve bereketli maneviyat mevsimine bir defa daha girmek üzereyiz. 24 Haziran 2009 Çarşamba, günü Üç Ayların ilki olan Recep Ayının birinci günü, bu ayın ilk Cuma gecesi olan 25 Haziran 2009 Perşembe akşamı da "Regaib Kandili'' dir. Dinî literatürümüzde "üç aylar" diye bilinen çok feyizli ve bereketli bir manevîyat mevsimine bir kez daha kavuşmuş bulunuyoruz.Üç Aylar, Kamerî Takvime göre, Recep, Şaban ve Ramazan aylarıdır. Bu aylar, rahmet dalgalarının başladığı, mânevî huzur ve sükunun kalplere doğduğu, ilâhî rahmetin coştuğu aylardır. Bu aylar girince, mü'minlerin ruhlarını mânevî bir hava kaplar, bu mübârek aylar içerisinde öyle feyizli ve bereketli geceler vardır ki, Yüce Allah'ın rahmeti, bu gecelerde mü'minler üzerine yağmur gibi yağar.Üç aylardan ilki olan Recep ayının mânevî değerine Kur'an-ı Kerim'de ve Hz. Peygamber'in hadis-i şeriflerinde işaret buyurulmuştur. Tevbe Sûresi'nin 36. âyetinde şöyle buyurulmaktadır:"Şüphesiz Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı onikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu, Allah'ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin..."Âyette ifâde edilen "haram aylar"ın, "Zilkâde, Zilhicce, Muharrem ve Recep" ayları olduğunu Sevgili Peygamberimiz, şu hadisleriyle açıklamışlardır:"Muhakkak zaman Allah'ın yarattığı günkü şekliyle akıp gitmektedir. Sene oniki aydır. Onlardan dördü haram aylarıdır. Bunlardan üçü peşpeşedir: Zilkâde, Zilhicce, Muharrem, bir de Cemâziyel-âhir ile Şaban ayları arasında olan ve Mudar Kabilesi'nin ayı Recep'tir." (Buhârî, Ehâdî, 5, Tevhid, 24; Müslim, Kasâme, 29; Ebû Dâvud, Menâsik, 67, Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/37, 73.)Recep Ayı, gerek İslâm'dan önce, gerekse İslâm'dan sonra mukaddes bilinen bir aydır. İslâm dinî gelmeden önce, bu ay girer girmez, Arap kabileleri arasında harp etmek, baskın ve çapulculuk yapmak yasaklanır, herkes kendisini bu ayda güven içinde hissederdi. İslâm geldikten sonra da, bu aya olan hürmet devam ettirildi. Bu ay, Regâip ve Mirac gibi mübârek geceler ve ilâhî tecellilerle şereflendirildi.Recep ayının başlangıcında Peygamberimizin şöyle duâ ettiği rivayetler arasında yer almaktadır:"Ey Allah'ım! Recep ve Şabanı bize mübârek kıl, bizi Ramazana kavuştur." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/259.)Ülkemizde, yukarıdaki beyanlar ışığında, asırlardır bir "üç aylar" geleneği oluşmuş; Ramazana hazırlık, Recep ayının girmesiyle başlar hâle gelmiştir.Bu aylar mübârek gecelerle doludur. Recep ayının ilk Cuma gecesi, Regâip gecesi, yirmiyedinci gecesi, Mirac gecesidir. Şaban ayının onbeşinci gecesi Berat gecesi, Ramazan ayının yirmiyedinci gecesi de Kadir gecesidir.Burada, 25 Haziran Perşembe akşamı idrak edeceğimiz Regâip gecesine de kısaca temas edelim.Regâip, çok değerli hediye, bağış, içten gelerek ve yoğun bir şekilde arzu edilen şey anlamlarına gelen Arapça bir sözcüktür. Cenâb-ı Hakk'ın, ilâhî ihsan ve manevî hediyelerinin diğer zamanlardan daha çok tecelli etmesi ve samimi kalple Allah'a yönelenlerin affedilme ümitleri dolayısıyla, Müslümanlar tarafından heyecanla beklendiği ve gönülden arzulandığı için Recep ayının ilk Cuma gecesine "Regâip Kandili" denmiştir.Regâip Kandili, Recep ayının 27. gecesindeki Mirâc ve Şaban ayının 15. gecesindeki Berat kandillerini; Ramazan ayını, Kadir gecesini, Ramazan ve kurban bayramlarını müjdeleyen mübârek bir gecedir.Bu geceye mahuss bir ibâdet şekli olmamakla beraber, geceyi tevbe, dua ve ibâdetle geçirmek sevap kazanmaya vesile olur.Recep ayı içerisinde bulunan bir başka mübârek gece de Mirac gecesidir. Mirac gecesi; Allah'ın Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed'i Mekke'deki Mescid-i Haram'dan, Kudüs'teki Mescid-i Aksâ'ya götürdüğü (Bkz. İsrâ, 1.) ve oradan da göklere yükselttiği gecedir. Mirac gecesi, Cenâb-ı Hakk'ın Hz. Peygamber'e büyük hakikatlerin ilâhî sırlarını gösterdiği, vasıtaları kaldırarak ilâhî vahye muhatap kıldığı, kendi âyetlerini ve kâinatın sırlarını seyrettirdiği, mü'minlere namazın farz kılındığı ve biz Müslümanlar için de ilâhî lütuflarla dolu olan bir gecedir.Üç ayların ikincisi olan Şaban ayı ve onun içerisinde bulunan Berat gecesi de Müslümanlarca kutsal sayılmış, bu gecenin diğer gecelerden farklı bir şekilde geçirilmesi, bu gecede daha fazla ibâdet edilmesi âdet hâlini almıştır. Bazı rivayetlerden, Hz. Peygamber'in Şaban ayına ve özellikle bu ayın onbeşinci gecesine ayrı bir önem vererek onu ihyâ ettiğini (Tirmizî, Savm, 39; Ibn-i Mâce, İkâme, 191, Hadis No: 1389.) göz önünde bulunduran âlimler, bu geceyi ibâdetle geçirmenin sevaba vesile olacağını söylemişlerdir. Ayrıca bir kısım bilginlerin, kıblenin Kudüs'teki Mescid'i Aksâ'dan, Mekke'deki Kâbe istikametine çevrilmesinin (Bkz. Bakara, 185.); Hicret'in ikinci yılında Berat gecesinde vuku bulduğunu kabul etmeleri de geceye ayrı bir önem kazandırmıştır. (Geniş bilgi için bkz. DİA, V, 475-476.)Üç ayların sonuncusu olan Ramazan ayı ve onda bulunan Kadir gecesinin ise, dinî hayatımızda ayrı bir yeri ve önemi vardır. Ramazan ayı faziletlerle dolu bir aydır. Ramazan ayı, hayır ayı, yoksullara ve düşkünlere yardım ayı ve bütün anlamıyla Kur'an ayıdır. Ramazanın diriltici özelliği, bütün insanlığı hidâyete ve mutluluğa ulaştırmak için yeryüzüne gönderilen Kur'an-ı Kerim'in bu ayda inmeye başlamasından, (Bkz. Bakara, 185.) bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesinin (Bkz. Kadir, 3.) bu ay içerisinde bulunmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca, İslâm'ın beş temelinden biri olan oruç ibâdetinin bu ayda yerine getirilmesi emredilmiştir. (Bkz. Bakara, 185.) Böylece Ramazan ayı diğer aylar içinde bir başka aydır. Sanki yeni bir hayatın başlangıcıdır. Hayatımızın kazandığı ve kazanacağı yeni boyutların filizleneceği önemli bir devredir. İnsanî ve sosyal ilişkilerimizin daha güzel bir hüviyet kazanacağı zaman dilimidir.Ramazan ayının özellikle Müslüman Türk toplumunun dinî hayatında müstesnâ bir yeri vardır. Türk milleti, Ramazan'ı yılda bir defa gelen önemli bir misafir olarak kabul eder ve hazırlıklarını buna göre yaparlar.Her yıl Ramazan ayı yaklaşırken neşe, hareket ve bir canlılık görülür. Toplum geleneğimizin canlı ve dipdiri görüntüsü olarak Ramazan; yıllık takvimimiz içinde hatırı sayılır bir ağırlığa sahiptir. Ramazan, aylar içerisinde sultanlıkla taltif edilen bir pâyenin sahibi olarak, kandillerle karşılanıp, bayramlarla uğurlanır. İftar, sahur, terâvih gibi ibâdet meşvesinin ötesinde mânâlar taşıyan bu merasimleriyle de sultan olmanın ayrıcalıklarını yaşar.İnsanoğlu, yaşadığı günlerde farklılıklar olmazsa, belli alışkanlıklarıyla hayatını sürdürür. Fakat alışkanlıklarının dışında ve farklı durumlarla karşılaşırsa kendine bir çeki düzen verir. İşte idrak edeceğimiz üç aylar ve bu aylar içerisinde bulunan mübârek geceler, mü'minin hayatındaki mûtad gün ve geceler arasında fazlasıyla sevap kazanacağı kıymetli zaman dilimidir. Şurası bilinmelidir ki, insan bu dünyada nasıl yaşamışsa, kıyamet gününde, Allah'ın huzuruna, dünyada işledikleriyle birlikte varacaktır. Götürdükleri iyi ise, sevinip mutlu olacak; kötü ise, pişmanlık duyarak mahcûp olacaktır. Ancak bu mahcûbiyetin orada faydası da olmayacaktır. Bu konuda Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmaktadır:"Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve herkes, yarın için önceden ne göndermiş olduğuna baksın. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır." (Haşr, 18.)Önümüzdeki üç ay içerisinde gündelik hayatın tek düzeliğinden ve sıradanlığından bizleri alıp, kendi hususî atmosferine götüren bu güzel ve özel günleri ard arda yaşayacağız. Güzel yurdumuzun insanları, kandil, Ramazan ve bayram gibi bu husûsî zamanları sosyal barışın ve huzurun bir vesilesi sayarak karşılıklı sevgi ve hoşgörüyle karşılayıp uğurlayacak kendi inanç ve değerlerini yaşama ve yaşatmayı, bizzat yaşayarak öğreneceklerdir."Üç aylar" diye adlandırılan Recep, Şaban ve Ramazan ayları, Yüce Allah'ın ruhumuza ikram ettiği faziletli ve feyizli bir zaman dilimidir. Yapılan dileklerin dalga dalga Allah'a ulaştığı, dökülen pişmanlık gözyaşlarının günâhları silip yok ettiği kandiller geçididir. Melekî olduğu kadar, şeytânî özelliklere de sahip ve günâh işlemeye müsait olan insanın günâhlarından tevbe edip temizlenmesi için üç aylar bir fırsattır. Kısaca üç aylar, günâhlardan arınma, sevaplarla bezenme mevsimidir. Ramazandan önce oruçla buluşanlar, Cuma namazına koşanlar, namaza başlayanlar, ibâdetlerini çoğaltanlar, tevbe ile Allah'a yönelenler... gibi mânevî kazanç elde edenlerin çokça görüldüğü anlardır üç aylar.Hayatımızda âdeta otokontrol sisteminin kurulmasına vesîle olan mübârek üç aylar ve kandiller, dünyevî meşguliyetlerimizden sıyrılıp, yaratılış gayemizi düşünmemiz; yaratan ve yaratılanlarla olan münâsebetlerimizi güçlendirmemiz için son derece değerli fırsatlardır.İşte yakında idrâk edeceğimiz mübârek üç aylar; Yaratıcımıza, âilemize, çocuklarımıza, milletimize ve bütün insanlığa karşı görev ve sorumluluklarımızı hatırlatmalı, hata, ihmal ve kusurlarımızdan dönmemize ve gaflet uykusundan uyanmamıza vesile olmalıdır. Aramızdaki çekişmeleri, tefrika ve ihtilâfları, şahsî menfaat hesaplarını ve basit düşünce farklılıklarını bertaraf etmeli; her zamandan daha çok muhtaç olduğumuz ve Yüce Dinîmizin bizden ısrarla istediği; barış, hoşgörü, kardeşlik, birlik ve beraberliğimizin güçlenmesini, insânî ve ahlâkî meziyetlerin yeniden yeşermesini sağlamalıdır.Bütün okuyucularımızın üç aylarını ve Regâip Kandillerini kutluyor, hayırlara vesile olmasını Yüce Mevlâ'dan niyâz ediyorum. RAMAZAN ayı: Peygamber efendimiz, Ramazan-ı şerifin fazileti hakkında buyuruyor ki:(Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size Ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin [Kadir gecesinin] hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır.) [Nesaî]Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:(Ramazan ayı gelince, “Hayır ehli, hayra koş, şer ehli, kötülüklerden el çek" denir.) [Nesai](Ramazan gelince, Allahü teâlâ meleklere, müminlere istiğfar etmelerini emreder.) [Deylemi](Farz namaz, sonraki namaza kadar; Cuma, sonraki Cumaya kadar; Ramazan ayı, sonraki Ramazana kadar olan günahlara kefaret olur.) [Taberani] (Peş peşe üç gün oruç tutabilenin, Ramazan orucunu tutması gerekir.) [Ebu Nuaym](Bu aya Ramazan denmesinin sebebi, günahları yakıp erittiği içindir.) [İ.Mansur](Ramazanın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise, Cehennemden kurtuluştur.) [İ.Ebiddünya](İslam, kelime-i şahadet getirmek, namaz kılmak, zekat vermek, Ramazan orucunu tutmak ve haccetmektir.) [Müslim](Allahü teâlânın, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hayaline bile gelmeyen nimet dolu sofrası, ancak oruçlular içindir.) [Taberani]Üç aylar ve kandiller bize ne söylüyor?Yıl içinde üç aylar ve kandil geceleri Yüce Rabbimizin hesapsız rahmet, bereket, mağfiret ve merhametini biz kullarına taşıyan elçileri gibidir. Bu gecelerin taşıdığı anlam, uzun zaman yolları gözlenen, senede bir gün ya da bir ay gelip, bir süre evimize konuk olup, sonra bir dahaki yıla görüşmek umuduyla uğurladığımız bir kutlu misafir olmanın ötesinde, bir sembol olmalarında yatmaktadır. Evet, bu mübarek gün ve geceler bir şiar; bizi davet ettiği bir hakikat ve ulaştırmayı hedeflediği bir yer var. Can kulağını açanlarımıza seslenerek, âdeta bizimle şöyle konuşmaktalar:“Sen ey insan! Asıl yolu gözlenen, umutla beklenen sen olmalısın. Kur'an-ı Kerim'deki vasıflarından biri de “sirac-ı münir/nur saçan kandil" olan Yüce nebiye iman etmiş, gönülden bağlanmış bir mümin olarak cehlin karanlığını aydınlatan kandil, susuz, çorak gönüllere yağan rahmet, güzel ahlakıyla çevresine nur saçan bir güneş sen olmalısın. Senin olmalı yetimin başını okşayan el, senin olmalı dertli yüreklere şifa sunan dil ve sen olmalısın feri kaçmış gözlere nur, gülmeyi unutmuş yüzlere sürur. Sen olmalısın kimsesizlerin kimsesi, sen olmalısın çaresizlerin çaresi. Sen olmalısın akan gözyaşlarını silen, sen olmalısın garibin halini o söylemeden bilen…Sen olmalısın Regaip! Özlenen, rağbet edilen, değer veren ve değer verilen. Yaratılmışı yaratanından dolayı hoş gören, insanı kâinatın gözbebeği, Yüce Allah'ın en şerefli varlığı olarak bilip hürmet eden. Gelmeyene giden, aramayanı soran, vermeyene bolca ikram eden...Sen olmalısın Miraç! Düşenler sana tutunup kalksınlar, kalkanlar ötelere seninle kanat açıp uçsunlar. Lebinden dökülen kevser olsun, her sözün bir cevher olsun. Sana gelenler sende Hz. İbrahim'in aşkını, Hz. Eyyub'un sabrını, Hz. Yusuf'un affını, Hz. Musa'nın kelamını, Hz. İsa'nın ölülere can veren nefhasını ve kâinatın medar-ı iftiharı Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s.)'nın rahmet, şefkat, sehavet, adalet, kanaat ve bilcümle hüsnü hulukunu bulsun. Sana gelen miraca gider gibi gelsin, senden ayrılan miraçtan döner gibi hüzünlensin. Sen insanlığın miracı ol, namaz senin miracın olsun.Sen olmalısın Berat! Hata ve kusurları setreden, suça ceza verse de suçluyu affeden. Borçluya merhamet edip, kol kanat geren. Gönül bahçesinde kaktüs, diken değil güller yetiştiren. “Veylün lil mutaffifin / Ölçü ve tartıda hile yapanların vay haline!" itabına düçar olmamak için vicdan terazin adaletle tartmalı. Güçlünün değil haklının, zalimin değil mazlumun yanında olmalısın. Affedenlerin affolunacağı hakikatini bir an dahi unutmamalısın. Beni Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri adedince günahın olsa, can u gönülden yapacağın bir tövbe ile “Rahmeti gazabını geçmiş olan" Mevlanın seni de bağışlayacağından ümit var olmalısın.Sen olmalısın Ramazan! Dünyaya gelişin “rahmet", dünyada kalışın “mağfiret" ve dünyadan ayrılışın “nar-ı cehimden azat olarak" varacağın yer cennet olmalı. Senin girdiğin yerde şeytanlar bağlanmalı, hatta senden korkup, yönünü, yolunu değiştirmeli. Nefs-i emmarenin tuzaklarını birer birer bozmalısın.Senin girdiğin yerde cehennem kapıları kapanmalı, yürek yangınlarını söndürmek için koşmalı, koşmalısın. Cehenneme açılan kapıları gökte değil, kendinde aramalısın. Gözün nereye ve nasıl bakıyor? Kulağın neler duyup dinliyor? Ağzına giren ve oradan çıkandan haberdar mısın? Elin ne ile meşgul, ya gönlün?Senin girdiğin yer cennete dönmeli. Ağlayan gülmeli, gülen düşünmeli. Hızır misali elinin değdiği yere bolluk, bereket inmeli. Çölleşmiş dimağlar yeşermeli ilm u irfanın ile. Sana gelen huzur bulmalı, Hızır bulmalı…Sen Ramazan olmalısın; kızgın güneşte yanmış toprak misali aşk-ı Hak'la yanıp tutuşmalısın. Yaz mevsimi sonunda yağan rahmet misali sevginle, merhametinle, tatlı dil, güler yüzünle yakınındaki ve uzağındakileri sulamalı, sadaka-i fıtırları olmalısın. Fakirin sofrasında aş, mazluma, enîne yoldaş, meleklerle sırdaş olmalısın. Seninle iftar etmeli manaya, hikmete acıkmış olanlar. Seninle sahur yapmalı seherlerde kurtlar, kuşlar…Sen olmalısın Kadir! Kur'an'ın doğduğu gece, sen de Kur'an'la yeniden doğmalısın. Onunla ikiz kardeş olmalısın. İlk emir oku! Oku sen kâinat kitabını ve nice ilim talipleri okusun seni. Melekler nüzul eylesin gönül hanene saf saf. Muştular getirsin Yüce Rabbinden, senin için bu gece bağışlanma ve af. Ta fecre dek, insanlık, daldığı bu derin uykudan silkelenip, uyanana dek sen uyumamalısın!Kıymeti bilinmek için kıymet bilen, Kadir'in kadrine eren olmalısın.Sen olmalısın Bayram! Zengin, fakir, çocuk, genç, yaşlı, kadın, erkek, siyah, beyaz kim varsa ayırmadan, öteki yapmadan her gönüle girmeli, her yüze gülmeli ve her yüzü güldürmelisin. Evine bayram uğramayanlar varsa aman ha sen uğramalısın. Dargınları barıştıran, ayrılanları kavuşturan, dostları, dostlarla buluşturan olmalısın. Sen bayramda bayram ederken, seninle bayram etmeli alem!Ve sen ey insan! Eşref-i mahlûkat, ahsen-i takvim olan! Sofran ibadetin olsun, ibadetin de sofran. Böylece kulluğunun tadına var ve sana tat versin.iman!İmsak vaktinden önce, geceleyin niyet edilmesi gereken oruçlar:Ramazanda tutulamayıp başka zamanda kaza edilen Ramazanda orucu ile her çeşit keffaret orucları, başlanıp ta bozulan nafile orucların kazası ve mutlak olarak adanan (zamanı belirlenmeyen)oruclardır.Bu oruçlar için belirlenen bir vakit olmadığından bunlar için imsaktan önce geceleyin niyet etmek lâzımdır. Bu oruclara tan yeri ağardıktan yani imsak vakti geçtikten sonra niyet edilmez.Ramadan orucuna akşamdan itibaren kuşluk vaktine kadar niyet edilebilir. Normal olarak oruca sahur yemeğini yedikten sonra niyet edilir. Ancak sahurda uyanamayıp yeme içme zamanının bittiği imsak vaktinden sonra kalkan bir kimse, güneş doğmuş olsa bile, kuşluk vaktine kadar o günün orucuna niyet edebilir. Yeter ki, imsak vaktinden sonra orucu bozacak bir şey yapmasın.Sahura kalkmak istemeyen bir kimse akşamdan sonra yarının orucuna niyet edebilir, geceleyin kalkıp tekrar niyet etmesi gerekmez.Niyet esasen kalb ile olur. Yani geceleyin, yarın oruc tutacağını kalbinden geçiren kimse niyet etmiş demektir. Oruc tutmak düşüncesi ile sahur yemeğine kalkan kimsenin bu düşüncesi de niyettir. Oruca kalb ile niyet etmek yeterlidir.Ramazan ne zaman başlıyor, ilk oruç ne zaman, ilk sahur ve iftar hangi gün? sorularının yanıtını haberimizde sizlerle paylaştık.Bu konuda alimler şöyle der:Orucun kendisine vâcib olduğuna inanan ve Ramadan ayında oruç tutmak isteyen her müslümanın niyet etmesi de gerekir.Yarın Ramazan olacağını bildiği zaman oruca da niyet etmelidir. Niyetin yeri kalbtir. Ne yapmak istediğini bilen herkesin ona niyet etmesi de gerekir. Niyeti kelimelerle ifade etmesi müslümanların icmaı ile vâcib değildir. Müslümanların hepsi niyetle oruç tutarlar. Alimler arasında onların oruçlarının sıhhati konusunda hiçbir ihtilaf yoktur. " Orucu bozan, bozmayan şeyler listesi – Oruç hangi hallerde bozulur?

KILINACAK ÖZEL NAFİLE İBADET YOK

Müslümanlar için çeşitli sebeplerle mübarek sayılan birçok gece mevcuttur. Üç ayların birincisi olan recep ayının ilk cuma gecesi Regaib gecesi ve 27. gecesi de Mi'rac gecesidir. Üç ayların ikincisi olan şâban ayının 15. gecesi Berat gecesidir. Üç ayların üçüncüsü olan ramazan ayının 27. gecesi ise Kadir gecesidir.

Bu mübarek gecelerle ilgili özel nâfile namaz yoktur. Fakat bu geceleri vesile ederek nâfile namaz kılmak, Kur'ân-ı Kerîm okuyarak üzerinde düşünmek, tezekkür ve tefekkür etmek yararlı olur. Peygamberimiz Kadir gecesinde nasıl dua edebileceğini soran Âişe vâlidemize şöyle demesini tavsiye etmiştir: Allahümme, inneke afüvvün tühibbü'l-afve fa'fü annî (Ey Allahım! Sen şüphesiz çok affedicisin, affetmeyi seversin, beni affet) (Tirmizî, “Da'avât", 84).

ÜÇ AYLARDA ORUÇ TUTULUR MU?

Hz. Peygamber, bin aydan daha hayırlı (bk. el-Kadr 97/3) olan Kadir gecesinin ramazanın son on gününde ve tekli gecelerde aranmasını tavsiye etmiştir (Müslim, “Sıyâm", 208, 212). Hz. Peygamber ramazan ayı dışında nâfile oruç da tutardı. Üsâme b. Zeyd'in nakline göre Peygamberimiz en çok nâfile orucu şâban ayında tutardı. Bunun hikmeti sorulunca Hz. Peygamber şöyle cevap verdi: "Ey Üsâme, şâban ayı, recep ile ramazan arasında değerli bir aydır. Halk bunun faziletinden habersizdir. Şâban ayında işlenen ameller âlemlerin Rabbi olan Cenâb-ı Allah'ın huzuruna yükseltilir. Ben de sâlih amellerimin bu ay içinde Cenâb-ı Hakk'ın huzuruna yükseltilmesinden haz duyarım" (Tirmizî, "Şemâil", 50-51). Sahâbeden yapılan nakillere göre Hz. Peygamber her ayın başında üç gün oruç tutardı. Bu üç günü bazan ayın ortasına, bazen da sonuna getirdiği olurdu. Haftanın pazartesi ve perşembe günleri çoğunlukla oruçlu olurdu. Bazan bir ayın bir haftasının cumartesi, pazar ve pazartesi, diğer ayın o haftasının çarşamba, perşembe günlerini oruçlu geçirirdi (Tirmizî, “Şemâil", 51).

RECEP ŞABAN RAMAZAN AYI İLE İLGİLİ DELİLLER:

Recep ayı, Allah Teâlâ'nın haklarında şöyle buyurduğu haram aylardan birisidir:

(( إِنَّ عِدَّةَ الشُّهُورِ عِندَ اللهِ اثْنَا عَشَرَ شَهْراً فِي كِتَابِ اللهِ يَوْمَ خَلَقَ السَّمَاوَات وَالأَرْضَ مِنْهَا أَرْبَعَةٌ حُرُمٌ ذَلِكَ الدِّينُ الْقَيِّمُ فَلاَ تَظْلِمُواْ فِيهِنَّ أَنفُسَكُمْ وَقَاتِلُواْ الْمُشْرِكِينَ كَآفَّةً كَمَا يُقَاتِلُونَكُمْ كَآفَّةً وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللهَ مَعَ الْمُتَّقِينَ{36})) [ سورة التوبة الآية: 36]

"Şüphesiz, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü hükmünde (ve Levh-i Mahfuz'da yazılı olduğu), ayların sayısı on iki ay olup bunlardan dördü haram aylardır.İşte dosdoğru dîn budur. O halde bunlarda nefislerinize zulmetmeyin ve müşrikler nasıl sizinle topyekün savaşıyorlarsa, siz de onlarla topyekün savaşın ve bilin ki Allah, (desteği ve yardımı ile) takvâ sahipleriyle beraberdir." (Tevbe Sûresi: 36).

HARAM AYLAR HANGİLERİDİR?

Recep, Zilkâde, Zilhicce ve Muharrem'dir.

Ebu Bekra'dan -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

(( اَلسَّنَةُ اثْنَا عَشَرَ شَهْرًا، مِنْهَا أَرْبَعَةٌ حُرُمٌ، ثَلاثٌ مُتَوَالِيَاتٌ: ذُو الْقَعْدَةِ وَذُو الْحِجَّةِ وَالْـمُحَرَّمُ وَرَجَبُ مُضَرَ الَّذِي بَيْنَ جُمَادَى وَشَعْبَانَ.)) [ متفق عليه]

"(Kamerî) yıl, on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır. Üçü birbiri ardınca gelir. (Bu aylar:) Zilkâde, Zilhicce, Muharrem ve Cumâdâ ile Şa'ban arasındaki Receb Mudar'dır." (Buhârî; hadis no: 4662. Müslim; hadis no: 1679.)

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sâbit olduğuna göre o şöyle buyurmuştur:

(( إِذَا انْتَصَفَ شَعْبَانُ فَلا تَصُومُوا .)) [ رواه أبو داود والترمذي وابن ماجه وصححه الألباني في صحيح الترمذي ]

"Şaban ayının yarısı (ortası) olunca, (ikinci yarısında nâfile) oruç tutmayın." (Ebu Dâvud; hadis no:3237. Tirmizî; hadis no:738. İbn-i Mâce;hadis no: 1651.Elbânî, "Sahîh-i Tirmizî'de hadisin sahih olduğunu belirtmiştir.)

Şaban ayının ortası gelmeden önce oruca başlayan, başı ile ortasını birleştiren kimseyi bu nehiy kapsamaz.

Bunun delili; Âişe'nin -Allah ondan râzı olsun- şu sözüdür:

(( كَانَ يَصُومُ حَتَّى نَقُولَ قَدْ صَامَ، وَيُفْطِرُ حَتَّى نَقُولَ قَدْ أَفْطَرَ، وَلَمْ أَرَهُ صَائِمًا مِنْ شَهْرٍ قَطُّ أَكْثَرَ مِنْ صِيَامِهِ مِنْ شَعْبَانَ، كَانَ يَصُومُ شَعْبَانَ كُلَّهُ؛ كَانَ يَصُومُ شَعْبَانَ إِلا قَلِيلا.)) [ رواه البخاري ومسلم ]

"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bazen oruç tutmaya öyle devam ederdi ki biz, bu ay hiç yemeyecek, derdik.Bazen de öyle devamlı yerdi ki biz, bu ay hiç oruç tutmayacak, derdik. Rasûlullah'ın Şaban'da tuttuğundan daha fazla orucu bir başka ayda tuttuğunu görmedim. O, çok azı hariç Şaban'ın çoğunu tutardı." (Buhârî; hadis no: 1970. Müslim; hadis no: 1156).

RAMAZAN AYI HAKKINDAKİ AYET VE HADİSLER:

Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir. (Bakara Suresi 185)

2-) Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakınmanız için Oruç,sizden öncekilere farz kılındığı gibi,size de farz kılındı. (Bakara Suresi 183)

3-) Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır. (Bakara Suresi 184)

4-) Bunlar, tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar , rükû' ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah'ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü'minleri müjdele. (Tevbe Suresi 112)

5-) Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar, size örtüdürler, siz de onlara örtüsünüz. Allah, (Ramazan gecelerinde hanımlarınıza yaklaşarak) kendinize zulmetmekte olduğunuzu bildi de tövbenizi kabul edip sizi affetti. Artık eşlerinize yaklaşın ve Allah'ın sizin için yazıp takdir etmiş olduğu şeyi arayın. Şafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye (tan yeri ağarıncaya) kadar yiyin, için. Sonra da akşama kadar orucu tam tutun. Bununla birlikte siz mescitlerde itikâfta iken eşlerinize yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın koyduğu sınırlardır. Bu sınırlara yaklaşmayın. Allah, kendine karşı gelmekten sakınsınlar diye, âyetlerini insanlara böylece açıklar. (Bakara Suresi 187)

RAMAZAN AYI HADİSLERİ

1-) İslam beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah"tan başka ilah olmadığına ve Muhammed"in O"nun kulu ve elçisi olduguna şehadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kabe"ye haccetmek, Ramazan orucu tutmak. (Tirmizi, İman 3, (2612))

2-) Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri,orucu açtığı zamanki sevincidir; diğeri de Rabbine kavuştuğu zamanki sevincidir. (Buhari, Savm, 2)

3-) Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur. (Müslim, Sıyam 2, (1079))

4-) Oruçlu bir kimse yalanı ve yalanla iş yapmayı terk etmezse onun yemesini içmesini terk etmesine ALLAH'ın hiçbir ihtiyacı yoktur. [Buhari, Savm, 8.]

5-) Oruç tutunuz, sıhhat bulunuz! (Et-tergib ve'Terhib, 2:83)

6-) Sahura kalkmak berekettir. Bir yudum su içseniz bile onu terk et­meyiniz. Çünkü Allah sahura kalkanlara rahmet eder. (Müsned, 3:44)

7-) Oruç tutun. Şüphesiz oruç Cehennem ateşine ve: dünyanın kötü­lük ve musibetlerine karşı kalkandır. (Cami'üs Sağir,4:212 )

8-) "Oruçlu iken çirkin konuşmayın! Birisi size sataşırsa, “Ben oruçluyum" deyin.[Buhari, Savm, 9]

9-) Kim Allah Teala yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar. (Tirmizi, Cihad 3, (1624))

10-) Ramazan ayında, hasta veya ruhsat sahibi olmaksızın kim bir günlük orucunu yerse, bütün zaman boyu oruç tutsa bu orucu kaza edemez. (Buhari, Savm 29)

11-) Kadir gecesini, kim sevabına inanıp onu kazanmak ümidiyle ihya ederse, geçmiş günahları affedilir

(Müslim, Müsafirin 174, (769); Ebu Davud, Salat 318, (1371); Tirmizi, Savm 83)