Kültürel Ziyaret

Öğrenme yolunda kültür, yolun manası, aklın ve gönlün çırasıdır.

Kültürel zayıflık, sadece bir konuda zayıflık değil, her konuda zayıflık demektir. Şartlanmış gerçekliğin olumsuz etkisini güçlendiren kültürel zayıflık, Ben'lik ve akıl tutulmasına neden olur.

Maddi zenginliğin mana ve zihin dünyasına huzur vermesi, kültürel zenginliğe bağlıdır. Çünkü maddiyatın, nefsaniyetin, bencilliğin dağı ne kadar yüksek olursa olsun, kültürün yolu onların üzerinden geçer.

Sağlıklı yaşamın temel amaçlarından biri, hayatı bir öğrenme alanına çevirmektir. Çevirebilmektir. Sadece kendimiz için değil, başkaları için, herkes için….

Kanatlarımızı sevgiye açarak bunu yapmak/yapabilmek toplumsal gelişim açısından çok önemlidir. Çünkü öğrenme yolunda yakılan ışık, sadece bugünü değil, geleceğin de yolunu aydınlatır.

Bu anlamda hayata bir şeyler verilirse, hayat da yalnız bırakmaz, hak edileni muhakkak geri verecektir.

Ancak kültürel farkındalığı büyüten öğrenme ihmal edildiğinde, kalp kararır ve katılaşır. Katılaşmış bir yürek üzerine gelişim inşa etmek, kayaya tohum ekmeye çalışmak gibidir.

Tohumun yetişebilmesi için nasıl verimli toprağa ihtiyaç duyuluyorsa, kültürel gelişim için de kararmamış, katılaşmamış yüreklere ve kültürel alışverişlere ihtiyaç vardır.

Bu hissiyatla yapılan kültürel ziyaretler, insanın insanlığını besleyen ve ruhunu güçlendiren aktiviteler arasındadır. Gelişimin de önemli etkenlerindedir.

Kendimi bildim bileli, kültürel farkındalığı yüksek şahsiyetlerle birlikte olmaya, onlarla vakit geçirmeye değer veriyorum.

18 Mart 2023 Cumartesi günü, Mardin Valiliği Sivil Toplumla İlişkiler Müdürü Sayın Salih Nergis, Mardin Valiliği Ticaret Müdürü Sayın Mustafa Aydın ve Murat Aydın ile birlikte kadim şehrimiz Mardin’in tarihsel derinliğine dalarak, o derinliklerde gezerek, Süryani kültürünün tarihi koridorlarında hoş bir geziye çıktık. Samimi farkındalıktan gelen bir ruh hissiyatı içinde bazı kilise ve manastırlarımızı ziyaret ettik.

Bu ziyaretin karşılıklı düşünsel etkileşimden tekrar anladım ki, önemli ve doğru olanın, hayatın zorlukları içinde müşfik olmanın ruhunu kaybetmemek, şefkati çoğaltmak, insanın insana şefkat ve anlayışla bakmasını sağlamaktır.

Yürüyeceğimiz yolun farkındalığı içinde insan onurunu yücelterek ve de kutsayarak...

İçsel dünyanın tali yollarını ilahi sistemin yani hakikatin ana yoluna bağlayan yol bu yoldur.

Bu yolda, ‘‘Saygı dinlemektir, anlamak için; öğrenmektir başkalarına aktarabilmek için; eleştiriye açık olmaktır; eleştirilebilmek için; farklılıkları kabul etmektir, ötekileştirmemek için…..’’

Engebeli olsa da, yürünmesi gereken bu yol güzel bir yoldur.

Bu yol, içsel aydınlanmanın yoludur.

Bu yol edebin ve ahlakın yoludur.

Bu yol, ‘‘herkes gibi’’ değil, ‘‘kendi gibi’’ olmanın, olabilmenin, özgünlüğün yoludur.

Bu yolda yürüyen insanın en büyük başarısı kendini bilmesidir, kendi kendisiyle baş edebilmesidir.

Antik çağ filozofu Seneca (MÖ 4 - MS 65) şöyle der: ‘‘İnsanı en çok yanıltan yol, herkesin gelip geçerek aşındırdığı yoldur.’’

Saygılarımla…

Yusuf Beğtaş