Direniş ve Diriliş Ruhu

Veysi ERKEN

Sevdası büyük olanın sedası büyük olur.

Biz sevdamızı kaybettik.

Artık Ne Mekke, Ne Kudüs, Ne Buhara, Ne Üsküp Ne de Kurtuba bizim sevdamızdır.

Sedamız bunun için gür değildir.

Gayemizi ve kıblemizi kaybettik.

Gayesi olmayanın heyecanı, azmi, cesareti ve güveni yoktur.

Yönelişlerimiz farklılaştı.

Müslüman zannediyorsunuz.

Kıblesi farklı,kameti yok.

Omurgasızlığı marifet diye etrafa yayıyor.

Cenabı Allah bu durumu şöyle bize tebliğ ediyor. “Herkesin yöneldiği bir yönü/gayesi vardır. Siz hayır işlerinde yarışınız. Nerede olursanız olunuz, sonunda Allah hepinizi bir araya getirir. Şüphesiz ki Allah'ın gücü her şeye yeter. Nereden yola çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i Harâm yönüne çevir. Bu emir, Rabbinden sana gelen bir gerçektir. Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir. Bakara 148-149”

Kıble Mescid-i haram olmaktan çıkınca Kudüs işgal edildi.

Öncelikle içimizdeki Kudüs işgali başladı.

Zihinlerimiz tutsaklaştırıldı.

Artık batılı denilen haydutların önermeleriyle olay ve olguları değerlendirir olduk.

Siyonist haçlı zihniyetinin köpekliğini yapanların sayısı arttı.

Hatta haçlıların kendilerini kurtaracağını ilan eden "pensilvanya şeytanları" türedi.

Zihinler tutsak edilince Kudüs’ler işgal edildi.

Kurtuluş asli ruha dönüştedir.

Kur’an'la İslamlaşmaktadır.

Direniş ve Diriliş ancak bu yolla mümkün olur.

Direniş ve diriliş ruhunu ne güzel yansıttılar filme.

“Siz nasıl Kayı beyi siniz ki zoru görünce direnmeyip, geldiğimiz yerlere göç kararı alırsınız.

Ölsem de dava ölmez. Bu dava Allah'ın davasıdır. Ezelde başlamış ebede dek devam edecektir.

Peygamber Efendimiz ahirete göç ettiğinde onu kaybettiği için yeise kapılan ashabı Hz Ebu Bekir hangi ayetle cevap vermişti.

'Hz Muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye mi döneceksiniz. Kim gerisin geriye dönerse Allah'a hiçbir zarar veremez Allah şükredenleri mükafatlandıracaktır.' (Ali İmran, 144)

Onlar inandıkları davadan dönmediler.

 Cihan'ın dört bir yanına adalet sancağı diktiler.

Ya siz, siz ne yaptınız.

 Bilinsin ki Kayılar Ertuğrul Bey ile kaim değildir.

Derdi Allah'ın davası olan kişi cihan üstüne gelse durduğu yerde dirayet gösterir. Lakin siz bu dirayeti gösteremediniz. (Diriliş Ertuğrul)”

Evet,

Bizler nasıl Müslümanlarız ki, zoru görünce direnemeyip aylarımızın üzerinde geri dönüyor Siyonist haçlı zihniyetinin meddahlığını yapıyoruz.

Bizler nasıl Müslümanlarız ki iyilikte yardımlaşmıyoruz.

Evet, Biz biz olmaktan çıkarıldık/çıktık.

Sefih anlayış coğrafyamızı ve gönül dünyamızı dağıttı.

Artık dünyevileştik.

Mekke, Kudüs, Buhara sevdamız olmaktan çıktı.

Biline ki, felah öze ve söze dönüşedir.

Söz vahiydir.

Öz vahiy ile şekillenendir.

Kudüs’te, Buhara’da, Urumçi’de ve dahi tüm Siyonist haçlı zihniyetinin bütün mekanlarında Hz. Peygamberinin sancağı altında buluşacağımız günleri hayal ediyorum.

Felah bu ruhtadır.

Haydin direnişe ve dirilişe.

Selam ve Sabırla...