Yine Oyunlar Yeni Oyunlar ve Havlayanlar

Veysi ERKEN

Defalarca yazdım.

Siyonist haçlı zihniyetinin düşmanlığı, hileleri, desiseleri ve uşak kullanması hiç bitmemiştir ve bitmeyecek.

Özellikle ne zaman Türkiye “Medeniyetimizin Coğrafyası”na liderlik etme pozisyonuna kavuşsa veya kavuşma çabasına girişse Siyonist haçlı zihniyeti daha da aktifleşerek piyonlarını devreye sokmakta, yeni desiseler için milyar dolarları harcamakta, itibar suikastçısı kullanmakta olduğu" vakıayı adiye"den olmaktadır.

            Yüz yıllardır devam ettirilen kinin eseridir bütün bu rezil desiseler.

            Uzak geçmişe değil yakın geçmişe baktığımızda bu kahpelikler “one minute” ile hızlandırılmıştır.

Özellikle son yıllarda Türkiye kendi teknolojisini üreterek eski ihtişamına dönmeye başlayınca Siyonist haçlı zihniyeti piyonlarını, örgütlerini daha fazla devreye sokar oldu. Gezi, 17/25 operasyonu ve en son 15 Temmuz fetö kalkışması bu alçaklığın zirve yaptığının delilleridir.

Son on yıllardan bahsedecek değilim.

15 Temmuz ihaneti ve devamını inceleyin yeter.

Her türlü alçaklık had safhada seyretmektedir.

Özellikle 16 Nisan “halk oylaması” süreci ve bitişindeki tavırları incelemek yeterlidir. Amerika’daki dava bunun son örneğidir.

Son dava ile Siyonist haçlı zihniyeti tekraren piyonları vasıtasıyla korkunç bir algı operasyonuna imza attı.

Kitleler oyuna düşürülmek isteniyor.

            Halk Türkiye istediği ülke ile istediği şartlarla ticaret yapabilmeli veya yapmalı diyeceğine algı ile neden Amerika’nın ambargosuna uymadı deme noktasına çekiliyor.

            Meydanlarda ve kürsülerde sallandırılan kağıtlar bu senaryonun parçasıdır.

Kısaca Siyonist haçlı zihniyeti bu sonucu Türkiye’nin bağımsız bir politika ve teknoloji geliştirmesini kabullenemedi, kabullenemiyor. Yine oyunlar peşinde. Yeni oyunlar peşinde.

Amerika’da sergilenen alçaklık sadece yeni bir oyundur.

Açık ve net ifade ediyorum.

            Hedef Türkiye’dir.

            Hedef Siyonist haçlı çetesine meydan okuyanları ortadan kaldırmadır.

            D-8 anlaşmasına imza atanları da benzer oyun ve piyonlarla siyaseten sildiler, bir kısmını ortadan kaldırdılar.

            “Dilimizde it itliğini, puşt puştluğunu yapar” diye bir deyim vardır.

            Siyonist haçlı zihniyetinin yaptıklarına, tasavvurlarına şaşırmıyorum. Onların özelliğidir.

            Türkiye’nin temel sorunu tuti-i garbiyundur. Siyonist haçlı zihniyetinin köpekliğini yapıp havlayanlardır.

Kastım papanın huzuruna çıkan çeteyle aynı safta yer alanlardır.

Siyonist haçlı zihniyeti artık niyetini hiç gizlemiyor.

Medeniyetimizin coğrafyasında her türlü alçaklığı arttırıyorlar ve medeniyetimizin ihyasına öncülük etmeye çalışan Türkiye’ye suikast hazırlıyorlar.

Onları zaten biliyoruz.

Her türlü alçaklığı yapıyorlar ve yapmaya devam edecekler.

Ya içeridekiler. Ya köpeklik edenler.

Bakınız bu alçaklığa alkış tutuyorlar.

Çünkü onlar “tuti-i garbiyun”durlar.

Tuti-i garbiyun’un atası Tevfik Fikret de aynı herzede bulunmuştu nitekim.

İşte o kusmukta bir kesit. Bakın ne diyor Fikret:

“Ey şanlı avcı, dâmını bî-hûde kurmadın! Attın… Fakat yazık ki, yazıklar ki vurmadın!”

Hâsılı kelam.

Siyonist haçlı zihniyetinin merkezlerinde yine oyun, yeni oyunlar kuruluyor ve onların sadık köpekleri havlıyor.

Buna rağmen inanıyorum ki, Tuti-i gaybiyunlara ve havlayan köpekleri ne kadar çok olurursa olsun Türkiye biiznillah büyüyecek ve medeniyet (İslam) coğrafyamızın ihyasına, inşasına, yücelmesine öncülük edecektir.

Selam ve Sabırla…