Yapılacak şey, konforlu hayat tarzımızı bırakıp yeni denizlere yelken açmak... O gün de bir gün değil, bugündür...

Bir Gün Değil, Bugün Yüzleşmek!...

Hepimizin hayatında yapamadığımız, ya da yapmaktan çekindiğimiz eylemler ve söylemler vardır...Hayat kalitemiz için yapmamız icap eden eylemler, tavırlar ve davranışlar vardır...Sürekli ertelediğimiz,

gerçekleştirmekten çekindiğimiz..Tedirginlik ve stres yaratan, bilinmez olan..Bu nedenle alıştığımız konforlu alanımız bizi olduğumuz yerde kalmaya mahkum eder...Bir türlü adım atamayız..'Ya daha kötü olursa', ya 'Dimyata pirince giderken eldeki bulgurdan da olursak' diyerek yerimizde saydığımız anlar vardır...

Bu yüzden yol alamadığımız akıp giden kıymetli zamanlar...

Korkularımızın hayatımıza hükmettiği o anlar...

Dört duvara arasına hapsolduğumuz hayatlar...

Ömrümüzün boşa aktığı kalitesiz dönemler...

Bir türlü bu korkularla yüzleşemediğimiz, baş edemediğimiz ve boşluğun yarattığı bir tür konfordan vazgeçemediğimiz anlar...

Bir adım atsak sadece bir adım, şu kolaycılıktan bir sıyrılsak devamı gelecek ve bambaşka bir yaşama merhaba diyebileceğiz..Ama o kaygı, tedirginlik ve geleceğin öngörülemezliği bizi cesaretten yoksun bırakmakta ve ürkek bir hayatın kararsız labirentinde savrulup durmaktayız...

Aslında belirsizliği belirli hale getirecek olan o ilk adımımızı atabilsek...

Hayatımızın monoton, durağan döngüsünü ısrarla yaşamaktansa, belirsizliğin heyecanını da barındıran ama daha güzele de gebe bir yaşamı öncelemek daha iyi bir seçim değil midir?...

Yapacağımız şey, konforlu alandan başımızı çıkarmak ve korkularımızla yüzleşmektir...

O gün de, bir gün değil, bugündür!...

Ahmet Timur