“Yılan hikâyesine döndü” diye meşhur bir tabir vardır dilimizde.

Evet, yılan hikâyesini bile geçti.

Yıllardır düzenleme yapılacağı söylendi.

Hatta düzensizlik düzenlemeleri yapıldı.

Hatırlayanımız varsa Ecevit’in başbakanlılığı döneminde “öğrenci affı”diye düzenlemenin içinde “Yardımcı Doçent”lilerin kadro sorunu düzenlemesi(!) yapıldı. Ayrı bir düzenleme olması gerekiyormuş ki, iptal edildi ve konu yıllarca sürüncemede bırakıldı.

Aradan yıllar geçti.

Bir gün günün Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan Yardımcı Doçentlik de ne demek bu ucube durumu düzelteceğiz dedi.

Gel gör ki, bürokratları ve vekilleri konuyu sumen altı etti.

Neyse ki, konu tekrar hatırlatılınca bu sefer daha berbat bir düzenleme yapıldı.

Yardımcı Doçentler hem unvanlarından oldular, hem de eski çalıştırılma şartlarından daha kötü şartlara mahkûm edildiler.

Adeta rektörlerin iki dudakları arasından çıkacak bir söze mahkûm edildiler.

Evet.

Dr. Öğretim üyesi unvanıyla çalıştırılanların çalışma şartları “sözleşmeli” veya “taşeron” adı altında çalıştırılan “kadrosuz” işçilerden çok daha kötüdür.

Bunu en iyi bilenlerden birisi MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli diğeri de ilgili Bakan Sayın Vedat Bilgin’dir.

Hani bir deyim vardır.

“Eşekten düşenin halini en iyi anlayan eşekten düşendir”

Sayın Bahçeli ve Bilgin üniversitede “Yardımcı Doçent” olarak çalışmış ve sıkıntısını yaşamışlardandırlar.
Geçmişte olup biteni tartışmak fayda sağlamaz.

İbret alınır geçmişten.

Bütün ilgililere, etkililere, yetkililere, vekillere, başta Sayın Cumhurbaşkanı, Bakan ve Devlet Bahçeli beye sesleniyorum.

Yakında “sözleşmeli” ve taşeron” işçilerle ilgili düzenleme Meclis getirilecekmiş.

Bari bu sefer bu düzenleme ile “Dr. Öğretim Üyesi” unvanını taşıyanlarla kalıcı, adil ve insani düzenleme yapınız.

Dramlara, sıkıntılara, gerginliklere ve mahkeme koridorlarında sürünmelere son veriniz.

Üniversitelerin en büyük yükünü yüklenen “Dr. Öğretim Üyesi” olarak çalışanların ızdırabını gideriniz, adaleti sağlayınız ve gönüllerini alınız ki, bir “sözleşmeli” ve “taşeron” işçi kadar değerlerinin olduğunun farkına varsınlar.

İnanıyorum ki, konu Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdağan’a hakkıyla ve hakkaniyetle iletilse sorun çözülecektir.

Etraf maalesef engel durumunda olduğunu düşünüyorum.

Neden bu kanaati beyan ediyorum.

Yardımcı Doçentlerle ilgili son düzenleme yapılırken o zaman AK Partide olan, üniversiteden gelme bir Başkan yardımcısına konuyu ilettiğimde nasıl savsakladığını iyi biliyorum. Yakinen tanıdığım biri. Şimdi başka bir partidedir.

Neyse.

Şimdi. “Dr. Öğretim Üyesi” personeli olarak çalışanların sıkıntılarını giderme zamanı.

Haydi muhalefet.

Şimdi doğru iş yapma zamanı.

Türkiye’ye muhalefet etmeyin ve sizler de konuyu gündeme getiriniz.

Selam ve Sabırla…

 Not: Emekli bir öğretim üyesiyim.