Benliğimizi Nasıl Buluruz?

Ey talip, sükûneti talep et, et ki benliğin onunla yaşayabilsin.

Kendine bakan (göz) ol, kendinden başka yöne bakma.

Kendinden başka yöne bakarsan kendini bulamazsın.

Dış duyguların (birbiriyle) barışık olsun ki iç duyguların da sükûnete kavuşabilsin.

Hayatı(nı) kendine doğru çekersen, benliğinin gözü olursun.

Dış hasarlardan sakın, sakın ki kendinde anlamları bulasın.

Gözlerindeki bakışını kendinde topla, topla ki geleceğe odaklanabilesin.

Hâl diliyle sükûneti talep et çünkü fikir ve bilginin kaynağı odur.

Kendi benliğinle sükûnet içerisinde olursan, Allah’ın sükûnetini (de) hissedersin.

Konuşma ihtiyacı duymadan sükût edersen, varoluşun/mevcudîyetin ihtişamı seni kabul eder/seni kuşatır.

Şöyle denildiğini gör (mez misin?):

Kişideki dış duygular (birbiriyle) barışık olursa, iç duygularda (birbiriyle) barışık olur.

(Böylelikle) bize, nice iyilikler nice güzellikler ulaşır.

Zahiri sözlerden sükût edersek, kendimizde sonsuz anlamlar buluruz.

Bakışlarımız kendimize dönük olursa, (işte o zaman) geleceği (de) tefekkür edebiliriz.

Yalnızlaşırsak şayet, yüreğimiz bilginin kaynağına dönüşür.

Diğer ilahi cümleleri (de) siz sorgulayın.

Sorgulayın ki Allah’ın sükûnetini hissedebilesiniz.

Sorgulayın ki mevcûdiyetin ihtişamlı esası sizde erdem bulsun, (sizde bir melekeye dönüşsün).

Nusaybinli Mor Afrem (306-373)

Süryaniceden Türkçeye Çeviri: Yusuf Beğtaş

ܐܝܟܢ ܚܳܙܝܢܢ ܢܦܫܢ؟

ܐܰܚܶܒ ܫܶܠܝܳܐ ܬܠܡܝܼܕܐ: ܕܒܗ ܬܶܫܟܰܚ ܬܺܚܶܐ ܢܰܦܫܳܟ.

ܗܘܝܼ ܚܰܙܳܝܳܐ ܕܩܢܘܼܡܟ. ܘܠܐ ܬܚܘܼܪ ܠܒܰܪ ܡܶܢܳܟ.

ܟܡܳܐ ܕܰܠܒܰܪ ܡܶܢܟ ܬܚܘܼܪ܆ ܐܢ̱ܬ ܢܰܦܫܳܟ ܠܐ ܚܳܙܐ ܐܢ̱ܬ.

ܫܰܝܢ ܪ̈ܶܓܫܰܝܟ ܒܰܪ̈ܳܝܐ ܕܢܶܗܘܘܢ ܒܫܶܠܝܳܐ ܓܰܘܳܝ̈ܐ.

ܕܐܶܢ ܬܰܗܦܶܟ ܚܰܝ̈ܳܝܟ ܠܘܳܬܳܟ܆ ܚܰܙܳܝܐ ܕܢܰܦܫܳܟ ܬܶܗܘܐ.

ܫܠܝ ܡܼܢ ܢܶܟܝ̈ܳܢܐ ܕܰܠܒܰܪ ܕܬܶܫܟܰܚ ܒܢܰܦܫܳܟ ܣܘܼ̈ܟܳܠܐ.

ܟܢܘܼܫ ܚܰܘܪܐ ܕܥܰܝܢ̈ܝܟ ܨܐܕ̈ܝܟ܆ ܕܬܬܒܰܩܐ ܒܰܥܬܝ̈ܕܬܐ.

ܐܰܚܶܒ ܫܶܠܝܳܐ ܕܦܘܼܪܫܳܢܐ܆ ܕܗܘܼܝܘ ܢܶܒܥܳܐ ܕܝܕܰܥܬܐ.

ܐܢ ܬܶܗܘܶܐ ܒܫܶܠܝܳܐ ܕܢܰܦܫܳܟ܆ ܒܫܶܠܝܳܐ ܬܰܪܓܶܫ ܕܐܠܗܐ.

ܐܢ ܬܶܫܬܘܿܩ ܡܼܢ ܥܶܢܝܳܢܐ܆ ܬܶܗܪܳܐ ܢܩܰܒܠܟ ܕܐܝܼܬܘܼܬܐ.

ܚܙܝ ܐܰܝܟܢ ܐܰܡܝܼܪ:

ܕܐܢ ܡܶܫܬܰܝܢܝܢ ܪ̈ܶܓܫܶܐ ܒܰܪ̈ܝܳܐ ܘܐܦ ܓܰܘܳܝ̈ܐ ܡܶܫܬܰܝܢܝܢ. ܪ̈ܒܘ ܛܒ̈ܬܐ ܗܳܘ̈ܝܳܢ ܠܢ.

ܘܐܢ ܡܼܢ ܥܶܢܝ̈ܢܶܐ ܕܰܠܒܰܪ ܫܳܬܩܝܼܢܢ܆ ܣܘܼ̈ܟܳܠܐ ܕܠܐ ܣܘܼܦ ܡܶܫܟܚܝܼܢܢ ܒܢܰܦܫܰܢ.

ܘܐܶܢ ܚܰܘܪܐ ܕܥܰܝ̈ܢܰܝܢ ܠܘܳܬܰܢ ܗܳܘܐ܆ ܟܠ ܥܬܝ̈ܕܬܐ ܗܳܕܣܝܼܢܢ.

ܘܐܢ ܡܶܫܬܰܘܚܕܝܼܢܢ܆ ܢܶܒܥܳܐ ܕܝܕܰܥܬܐ ܗܳܘܐ ܠܶܒܰܢ.

ܘܐ̱ܚܪ̈ܢܐ ܦܬܓ̈ܡܐ ܗܠܝܢ ܐܠܗ̈ܝܐ ܐܢ̱ܬܘܢ ܒܨܘ ܐܢܘܢ.

ܕܬܰܪܓܫܘܢ ܒܫܶܠܝܐ ܕܐܠܗܐ. ܘܬܶܗܪܳܐ ܕܐܝܼܬܘܬܐ ܐܝܬܝܳܝܬܐ ܢܶܬܝܰܬܰܪ ܒܟܘܢ.

ܩܕܝܫܐ ܡܪܝ ܐܦܪܝܡ ܣܘܪܝܝܐ (306-373)